Fatih Altaylı'yı çıldırtan tartışma
Balyoz Davasının kararı beklenirken ekrandaki gerilim müthiş bir tartışmaya neden oldu...
Balyoz davasında karar beklenirken Habertürk ekranlarında Didem Arslan Yılmaz'ın sunduğu Gün Ortası programı çok ateşli bir tartışmaya sahne oldu.
Gazete Habertürk genel yayın yönetmeni Fatih Altaylı ile
Hukukçular Derneği Başkanı Cahit Özkan davanın sonuçlarının
Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini konuştu.
Programa oldukça sert ama espririli yorumlarla başlayan Altaylı,
Cahit Özkan'ın sözlerine sert tepki gösterdi.
Özkan'ın "yargının Türkiye'de tam anlamıyla adil yargı
ilkelerini taşıdığını, bağımsız olduğunu söylemiyorum." diyerek
başladığı konuşmasında "Batı" örneğini verince Altaylı çok sert
tepki gösterdi.
Altaylı, ''Bana Batı palavraları anlatmayın. Batı'yı benim
kadar biliyor musunuz? Benim hayatım Batı'da geçti. Ben Batı'da
eğitim aldım. Ne Batı'sı'' diyerek çıkıştı.
İşte izleyenlerin "her an çok daha sertleşebilir" diye merak ve
korku ile ekranlara baktığı o tartışmadan satır başları:
Fatih Altaylı: Beyefendi bazı şeyleri eksik anlıyor. Türkiye'de "yargılama konjetüreldir" demiyorum. Mahkeme kararları konjentüreldir. İki karardan bahsediyorum, Tayyip Erdoğan'ın yargılanması ne kadar konjentürelse bu dava da o kadar konjonktüreldir. Türkiye'nin sağlam bir anayasal, hukuk temeli yok çünkü.
Farklılıklar diyoruz. Farklılıklar zenginliğimiz, tamam ama farklılıkları gözümüze sokup durursak Yugoslavya oluruz. Keşke farklılıklarımız olmasaydı da Fransa gibi olsaydık. Amerika gibi olsaydık. Bu farklılıkları ortadan kaldırmak gerekiyor. Sürekli gözümüze sokmak gerekmiyor.
Ben hayatta ne kimsenin mezhebini merak ettim ne de başka bir şeyini. Kürt mü, Türk mü, Laz mı, Japon mu... Benim için hepsi bir. Zenginlik bu mu? Fakirsin... Sen osun dediğin evet oyum ve seni de istemiyorum derse ne diyeceksin...
Cahit Özkan: Ama işte Batı'da bugün...
Fatih Altaylı: Batı, matı demeyin. Batı palavralarını anlatmayın. Batıyı benim kadar iyi biliyor musunuz. Ben batı eğitimi aldım. Ne batısı. Batıda kim böyle... Böyle palavra örneklerle insanları kandırabilirsiniz ama beni kandırmazsınız. Yugoslavya böyleydi işte.
Cahit Özkan: Ben bir cümlemi tamamlayayım. Türkiye'de milletin yüzde 50'sinin oy verdiği iktidarın egemen olduğu ve yargının düne nazaran çok daha ...
Fatih Altaylı: Yüzde 50 iktidar, yargıyı ilgilendiren bir şey değil. Sizin farkında olmadığınız bu. İsterse yüzde 99,9 ile iktidar olsun yargı iktidarla ilgili değil.
Didem Arslan Yılmaz: Fatih Bey biraz sakin.
Fatih Altaylı: Bunu kafanıza koyamadığınız
halde Yargı Derneğinin başkanısınız, ben de bunu anlamıyorum.
Yargının oy oranı ile ne alakası var? Bir hukukçu olarak bunu nasıl
söylersiniz. Yüzde 55 ile hukuk mu olur? Hukuk'un oy oranı ile ne
alakası var. Hukuk ile oy oranının bir araya getirdiğiniz zaman ben
size nasıl güvenebilirim.
Didem Arslan Yılmaz: Cahit Bey, tecrübeli bir
gazeteci var karşınızda kuşkusuz.
Cahit Özkan: Ben arkasında 100 yıl bile olsa
duracağım bir şey söyledim. Ben diyorum ki 28 şubatta da şimdi de
konjonktürel kararlar alır mahkemeler.
Didem Arslan Yılmaz: Cahit bey iyi güzel
söylüyorsunuz da Türkiye'nin geleceğini nasıl etkileyecek bu
mahkemeler.
Fatih Altaylı: Ben umutlu değilim açıkçası. Türkiye'de hiç kimse adil yargılama istemiyor. Kendisi adil yargılansın istiyor sadece. Biz batı taklidi yapan bir doğu toplumuyuz. Poponuzu iki tarafa da yanaştırmaya çalışırsanız ayrılır. Batıdaki siyasileri anlatan filmleri seyredin. Gidin Demir Leydi'yi seyredin. herkesin sığınacağı bir liman var, adalet. Herkese lazım. Geçmişte bundan mağdur olanın en çok buna uyması lazım. Hukuk alanıda kimsenin mağdur olmaması lazım. Hala o mağduriyetlerin hesaplaşması yapılıyor.