Fatih Altaylı'nın yanlış sorusu hangisi?

Galatasaray geçtiğimiz sezon ligin ilk haftasında fırtına gibi esiyordu... Türk futbolunun gelmiş geçmiş en "MİSTİK" futbolcusu Hakan Şükür Gazete HT'

ADNAN BERK OKAN

Sevgili Fatih (Altaylı);
Bugünkü makalelerinden birine "Hiddink gitsin diye mi?" sorusuyla başlamışsın...
Ben ise şöyle bir sual eylesem:
"Hangi Hoca gelsin diye?"...
Ve bu sorumdan sonra şöyle devam etsem...

Türk futbolu çok uzun yıllardır dini inançların ve mezheplerin etkinliği altında...
Yurt içi başarılarda en etkin olan kadrolar; işte bu din ve mezhep etkinliği olan MİSTİK gençlerden kuruluyor...
Hakemlerimizin hemen hemen tamamı MİSTİK güçlerin içinden geliyor...

Değerli kardeşim;
Hemen Galatasaray'a geçip birkaç tespit yapayım...
Kulüp Başkanı Adnan Polat Kürt Alevisi...
Gerek Futbol Federasyonu
ve gerekse de MİSTİK hakem camiası Adnan'ın bu kimliğinden en başından beri rahatsızdı...
Bu arada unutmadan...

MİSTİK
bir gazete Adnan Polat Galatasaray Kulübü Başkanlığına seçildiğinde çok çirkin ve "ırkçı"{Adnan'ın babası İbrahim Polat'ın Adnan Menderes'in kapıcısı olduğunu ve başka işlerine de(!) yardımcı olduğunu iddia etmişti} bir haber yaptı...
Adnan Polat bana bunun sebebinin ne olabileceğini sorduğunda şöyle demiştim:
"MİSTİK camianın güdümündeki Galatasaray'ı bir Kürt Alevisi başkanın yönetmesinden rahatsızlar. Çünkü Galatasaray'ın 25 milyon ve genelde sekuler yaşayan taraftarı var... Hakemler başta olmak üzere Federasyon Galatasaray'ı rahat bırakmayacak"...

Sevgili Adnan hatırlayacaktır...
Ve ilerleyen aylarda da kendisini "Başarılı olmak istiyor, hakemlerle ve federasyonla papazı bulmak istemiyorsan Hakan Şükür'e dokunma" diye uyardım...
Ve sanki ben öyle dememiştim Adnan'a...
Çünkü...

İlerleyen süreçte Adnan Polat büyük bir stratejik hata yaptı...
Hem Türk futbolunun ve hem de Galatasaray'ın en etkin "MİSTİK" kozlarından biri olan Hakan Şükür'ü dışladı...
Ve o dışlamayla başlayan süreç, federasyonun ve hakemlerin Galatasaray'a karşı tavır almalarında tavan yaptı...

Geleyim Fenerbahçe cenahına...
Fenerbahçe, geçtiğimiz yıl hakem hataları yüzünden çok sayıda puan kaybetti...
Bursaspor ise oynamadığı 3 maçtan 9 puan çıkardı...
Çünkü...
Bursaspor'da, liglerimizin halen en "MİSTİK" futbol adamı olan Ertuğrul Sağlam teknik direktördü (halen öyle ve 7 maçta sadece 2 puan kaybetti, üç puanı da bir maçını tamamlamadan kazandı)...
Ve haliyle son sezonun şampiyonu onun çalıştırdığı Bursaspor oldu...
Fenerbahçe'de ise futbol takımının şampiyonluğu kaçırmasıyla mutlaka teknik patronluğa getirilecek Aykut Kocaman, teknik menejerdi (ne demekse)...

Sevgili Fatih;
Biraz geri dönüş yapayım...
Galatasaray geçtiğimiz sezon ligin ilk haftasında fırtına gibi esiyordu...
Türk futbolunun gelmiş geçmiş en "MİSTİK" futbolcusu Hakan Şükür Gazete HT'ye öyle bir demeç verdi ki takım içindeki müritlerine, Galatasaray tepe takla oldu birden...
Hakan mesajında futbolcu müritlerine "Oynamayın, takım arkadaşlarınızı da oynatmayın... Yabancılara pas vermeyin... Başarır da şampiyon olursanız başka bir ağabeyinizin Sağlam olarak önünü kesersiniz" diyordu adeta...
Gazete HT de o "çirkin ve kasıtlı" mesajı manşetten yayımladı...

Ve Fenerbahçe'de Aykut Kocaman; içten içe kurduğu kendi kadrosuyla Fenerbahçe'yi "bir dargın, bir barışık" konumda ve Bursaspor'un arkasından burun farkıyla ikincilikte bıraktı...
Çünkü asıl hedef Fenerbahçe'nin değil MİSTİK Hoca Ertuğrul Sağlam'ın yönettiği takımın şampiyonluğu idi...

Şimdddiii...
Milli Futbol takımımızın ikinci adamı kim?..
Oğuz Çetin?..
Nereli?..
Sakaryalı...
Eh yani...
Hakan Şükür ve Aykut Kocaman da Sakaryalı...
Bakın işte 3 Sakaryalı MİSTİK...
Ve bir de en "MİSTİK" teknik direktör...
Karşılarında biri Kürt Alevisi Başkan...
Diğeri de bir Hıristiyan teknik adam...

Sevgili Fatih;
Seni arayan futbolcunun adını vermemişsin...
Ben de bilemem...
Bilsem de söylemem ama...
Takımdaki başkaldırının ele başısını söyleyeyim:
Hakan Şükür'ün müritlerinden Emre Belözoğlu...
Bu arada hemen araya sıkıştırıvereyim....
Galatasaray'ı dört yıl üste üste şampiyon yapan güç Fatih Terim değildi...
Fatih Terim'in siyasi stratejisiydi...
Yani...
MİSTİSİZM'i iyi kullanışıydı...
Fatih Terim, Hakan ile "cip ve saat kavgası" yaşadıktan sonra bitti...

Şimdi artık milli(!) futbolcuların kimi Milli Takım Hocası görmek istediklerini söyleyebilirim:
ERTUĞRUL SAĞLAM...
Hem de en başından beri...
Hem de federasyonla birlikte...
Ama...
Önce "bakın işte Hiddink'le de olmadı" dedirtecekler...

Peki...
Ertuğrul Sağlam'la gelecek mi milli başarı?..
Eğer maçlar bizim lig takımlarıyla ve bizim hakemlerle oynansaydı banko finaldeydik...
Ama...
Ertuğrul Sağlam'ın yabancı hakemlerin yönettiği maçlardaki başarısı(!) ortada...
Tek galibiyeti yok...
Olacağa da benzemiyor...
Keşke bir maçı bile olsa bizim MİSTİK hekemlerimizden biri yönetse...

adnanberkokan@gmail.com