Fatih Altaylı
Medyamızda bir bölümüm yazar ve medya yöneticisi giderek iyice mide bulandırmaya başladı…
Kimilerini çok kızdıracağım belki ama evet...
Bence günün kazananı “Fatih Altaylı”dır…
Neden mi?..
Çünkü…
Medyamızda bir kısım yazar ve medya yöneticisi giderek iyice mide bulandırmaya başladı…
Kendileriyle ya da yandaşı oldukları bir kişi ya da kurumla ilgili bir kaset (CD veya her neyse) yayımlandığında “fotomontaj” ya da “montaj” diyenler…
Düşman belledikleri karşı mahalleden biri veya bir kurumla ilgili bir kaset (CD veya her neyse) yayımlandığında “Mal bulmuş Mağribi” gibi üzerine atlıyorlar…
Ve…
Başlıyorlar tepe tepe kullanmaya…
Nereden mi çıktı?..
Söyleyeyim...
Daha birkaç gün önce kendileriyle ilgili görüntü ya da ses
kayıtlarının "montaj" olduğunu savunanlar;
Fatih Altaylı'nın Fatih Saraç'la
yaptığı konuşmanın "doğru" olduğu konusunda o
kadar eminler ki...
Birkaç gün önce kendilerini savunurken kullandıkları
"montaj" iki kelimesini unutuverdiler...
Ancak…
Bir an için bütün bu iğrençlikleri de unutayım…
Bir an için iki Fatih’in (Altaylı ve Saraç) konuşmasının “montajlanmadığını” kabul edeyim…
Yahu!..
Araştırma sonucu, konuşmalarda “mutabık” kalındığı gibi yayımlanmadı ki…
Yani…
Ondan alıp şuna, bundan alıp ona ekleme yoktu ki…
Ve…
Yine döneyim…
Ve yine diyeyim ki…
Tamam arkadaş…
Konuşmalar aynen yapılmış…
İyi de…
Tek suçlu ya da kusurlu Fatih Altaylı mı?..
Onu zorlayan Fatih Saraç ve Bilal Erdağan (Buradaki simi Tayyip Erdoğan olarak kabul edin) birer melek kadar masum mu?..
Yani…
Merkez medyaya sızıp neredeyse “paralel” yapılananların hiç mi suçları yok?..
Yahu…
Baskı altında hanginiz ilkelerinizden taviz vermediniz bugüne kadar…
Verenlerin ise ne hale geldiğini görmedik mi?..
Aha işte örnek ben…
Ortalama bir Türk insanından çok daha fazla bir servetin sahibi olarak girdiğim yazarlık mesleği boyunca “ilkeli olacağım” diyerek bütün servetimi kaybedip de küçük bir köyde yaşamak zorunda kalmadım mı?..
Keşke ben de boyun eğseymişim bazı baskılara…
“İlkelerimden taviz vermeyeceğim” diye aileme ne kadar büyük zarar verdiğimi sadece ben bilirim…
Yahu!...
Keşke ben de sahibi olduğum mevzii başkalarına terk edip kaçmasaymışım…
Ne yapacaktı Fatih?..
“Hadi bana eyvallah!” deyip gitmeli, yerini Fatih Saraç – Bilal Erdoğan ikilisinin atayacağı bir genel yayın yönetmenine mi bıraksaydı?..
İtiraf ediyorum…
Bugünkü aklım olsaydı ben de Fatih’in yaptığını yapar, “he yav” deyip sonra da bildiğimi okurdum…
Yani Sevgili Fatih…
Boş ver “bekâra karı boşamak” misali sözle her dakika karılarını boşayanlara…
İşine bak…
Bugünkü yazın bile birileriyle yüzleşebilecek kadar cesaretli olduğunu gösteriyor…
Yani…
Kim senin kaybettiğini söylerse söylesin takma kafanı…
Kazanan sensin…
Bugün artık en erdemli insan; kovulmadan sahip olduğu yetki ve makamı terk etmeyendir…