Fatih Altaylı yine Burhan Kuzu'ya sardı! Sorun Kuzu değil sorun cehalet!
Habertürk yazarı Fatih Altaylı bugünkü yazısında yine Burhan Kuzu'yu diline doladı. Burhan Kuzu'yu "densizlikle" itham eden Fatih Altaylı asıl sorunun sistem olduğunu belirtti.
Fatih Altaylı bayılıyor Burhan Kuzu'yla uğraşmaya. Bir
yandan kızıyor, bir yandan da ondan bahsetmeden
duramıyor.
Bugünkü yazısında yine Burhan Kuzu'ya verdi veriştirdi. Cehaletini
mi bırakmadı Burhan Kuzu'nun densizliğini mi...
Niye kızmış kendisinden dinleyin. Hak verip vermemek size
kalmış.
Buyrun Altaylı'nın o yazısı:
Profesör Doktor Burhan Kuzu, bir kez daha akıl dışı konuşmanın
doruklarına ulaşmış. Sultan 2. Abdülhamit’in astırdığı Mithat
Paşa’yı, kellesinin gitmesinden 25 yıl kadar sonra 2. Abdülhamit’in
hallinden sorumlu olanlara dahil etmiş ve daha da beter 25 yıl önce
ölmüş bir adamla yapılmış röportajı da aktarmış.
Ölüyü konuşturmuş anlayacağınız.
Burada önemli olan Burhan Kuzu’nun adının başındaki onca unvana
rağmen sergilediği densizlik değil. Önemli olan Türkiye’de Sultan
Abdülhamit ile ilgili olarak yaratılmak istenen havanın nasıl bir
yalanlar silsilesi üzerine bina edildiği.
Sultan Abdülhamit üzerine inşa edilen bir yalanlar silsilesi ile
bir hatta birkaç neslin beyni yıkanmış belli ki! Yalan bir tarih
uydurulmuş, yalan bir kişilik oluşturulmuş ve o yalan kişiliğe
yalan bir tarih, yalan düşmanlar eklenmiş.
Sultan Hamit’ten bir “Anti devrim lideri” yaratma çabası içine
girenler Sultan’a en büyük haksızlığı yaparak kendisini “Yalan
bir çerçevenin” içinde oturtmuşlar. Ben ne 2. Abdülhamit
taraftarıyım ne de karşıtıyım. Benim için 2. Abdülhamit,
İmparatorluğun zor dönemlerinde devlet idare etmek zorunda kalmış,
otoriter bir sultandır.
Bazılarının iddia ettiği gibi İmparatorluk topraklarından 1
metrekare bile kaybetmeyen biri değildir. Tam aksine, Prof. Erhan
Afyoncu’dan öğrendiğim kadarıyla İmparatorluk, fiili olarak en
büyük toprak kayıplarını onun döneminde yaşamıştır.
Mesela Rus Ordusu’nun Batı’da İstanbul’un dibine, Yeşilköy’e kadar
geldiği, Doğu’da ise Erzurum’a dayandığı sırada tahtta oturan 2.
Abdülhamit’ten başkası değildi. Mısır’ın İngiltere tarafından işgal
edildiği Süveyş Kanalı’nın kontrolünün İngilizlerin eline geçtiği
ve Mısır’ın fiili olarak Osmanlı toprağı olmaktan çıktığı sırada da
Saray’da oturan 2. Abdülhamit’ti.
Ama bu kayıpların tek sorumlusu da o değildir. Ama belli ki, bunlar
bilinsin istenmiyor ve başka hikayeler uyduruluyor. Ve profesör
unvanlı biri bile bu hikayelerle büyüyor. Doğrusunu öğrenme gereği
bile duymuyor tam aksine kendisine öğretilen yalanları aktarmayı
görev biliyor. Ben Burhan Kuzu’ya kızmıyorum. Benim kızdığım bu
denli cehaleti profesör yapabilen sisteme. Kimbilir daha ne Kuzular
var.
Bunlar okullarda çocuklarımızı eğitiyor. İnandırıldıkları
yalanlarla, farkında bile olmadıkları densizlikle.