Fatih Altaylı ne yapmak istiyor?..
Ünlü şovmenler Beyaz (Beyazıt Öztürk) ve Okan Bayülgen, radyoda konuklarına “hakaret” ederek ünlü oldular…
Kimin söylediğini
hatırlamıyorum…
Net olarak nasıldı, o da tam
aklımda değil ama…
Söylenen şeylerin özü şöyle
idi:
“İster yükselme yolunda daha güçlü
olmak için uğraşın, ister zirvede iktidarınızı korumak ve
genişletmek için savaşın… Hep bir mücadele içinde olacaksınız...
Bunu başarmak için, insanların iyilikten çok kötülüğe meyilli
olduklarını unutmayın ve kötü olmayı tercih edin…”
Türkler ise bunun son kısmını
özeleştiri olsun diye şöyle söylerler:
“Deve dikeni, Türk ise kendini
öpeni(!) sever…”
Çok ilginç insanların yaşadığı bir
ülkeyiz…
Ünlü şovmenler Beyaz (Beyazıt
Öztürk) ve Okan Bayülgen, radyoda konuklarına “hakaret” ederek ünlü
oldular…
En çok küfür ve hakareti onlar
ettikleri için en çok da onların programları dinleyici
çekiyordu…
Sonra TV yıldızı
oldular…
Beyaz, izleyicilerine hakaret etmeyi bıraktı…
Bayülgen halen devam ediyor!...
Ertuğrul Özkök de, “Yahu şu Fatih Altaylı sığ bir adam… Neden Hürriyet’e
aldın Onu?” diye soran bir dostuna şu cevabı vermişti:
“Adam her sabah radyoda (BEST FM)
bana ve aydın Bey’e (Doğan) küfür ediyor.. Bizde olsun da
gerektiğinde rakiplerimize küfretsin diye aldım”…
Ha küfür, ha diken!..
Ne fark eder?..
Peki; ilerleyen yıllarda Fatih
Altaylı en çok kime küfür ediyordu?..
Turgay Ciner’e…
Ve bir gün baktık ki, Fatih
Altaylı, Turgay Ciner’in SABAH’ına transfer olmuş…
Sonra da aynı gazetenin genel
yayın yönetmeni…
Bu birliktelikleri halen devam
ediyor…
Allah bozmasın ama…
Bu tür ilişkiler nereye kadar
devam edebilir?..
Dün gece maç arasında ve
sonrasında dinlediğim Fatih Altaylı ve konuğu tele-kadının
söyledikleri beni bu işten (gazetecilikten) iyice
soğuttu…
İnsanoğlu, bulunduğu yeri
koruyabilmek için her şeyi yapabiliyordu…
Ne başkalarının onuru vardı
gözünde…
Ne ülkenin çıkarları…
Tek şeyi düşünüyordu: Önce gücünü
korumayı… Sonra da aynı gücünü genişletmeyi…
İtalya Başbakanı Berlusconi
cinsellik konusunda, ekonomik düşüncelerinden daha
Liberal…
Tamam ama bize ne?..
Adamın özel hayatı bu ve önce
ailesini, sonra da İtalyanları ilgilendirir…
Türklerin yaşadıkları feci
ekonomik belâlar halen sürerken, halkın genelinin Berlusconi’nin
kimi becerip, kimi becermediğiyle ilgilenecek hali mi
var?..
Peki, ne istiyor
Altaylı?..
Berlusconi’yi rezil etmek
istiyor…
Neden?..
Çünkü patronu Turgay Ciner,
İtalyan Enerji devi ENİ ile ortak olmak istemiş ama
başaramamıştı…
Araya kimler girmemişti
ki…
Ama olmadı…
ENİ, siyasal iktidara daha yakın
duran Ahmet Çalık ile ortak olmayı tercih etti…
Turgay Ciner bundan hep Berlusconi’yi sorumlu tuttu…
İyi ama Berlusconi’nin günahı
ne?..
ENİ, Berlusconi’yi dinler mi
hiç?..
Daha önce de ANAP iktidarlarına
yakın olan ENKA ve ALARKO ile ortak olmuştu ENİ…
Yani, Berlusconi veya Erdoğan
istediği için değil ENİ’nin Ahmet Çalık aşkı…
ENİ Ahmet Çalık’ı; medyası ve
şirketleriyle siyasal iktidara, Turgay Ciner ve medyasından daha
yakın durduğu için tercih etti…
Demek istemem şu…
Fatih Altaylı, Berlusconi’nin
günahını aldı…
Ve mesleğinden gelen gücünü,
patronunun çıkarları uğruna kullandı…
Gazetecilik ilke ve ahlâkını da
böylece ayaklar altına almış oldu...