Fatih Altaylı kime neden 'hav'lıyor?
Fatih Altaylı'dan zehir zemberek bir yazı... Şerefsizler dedi, haysiyetsizler dedi... Sahibinin sesi dedi... Bununla da yetinmedi...
GAZETECİLER.COM
Fatih Altaylı yine zehir gibi.. Başbuğ ile yapılan röportajı
çekemeyenleri köpek, şerefsiz ve haysiyetsiz ilan etti. Hatta
köpeğe benzettiği kesimlerin diliyle konuşmak için
köşesinden havladı.
Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı köşesinden kendilerini eleştirenleri yaylım ateşine tuttu.
"HAV HAV HAV"
(...)Silahlı Kuvvetler’e sistematik düşmanlık besleyen
grupların zekâ ve algılama yetenekleri konusunda ciddi kaygılarım
var.
Bunların bazıları, İlker Başbuğ ile yaptığımız röportaja
kendilerince anlamlar atfediyorlar.
Bir bölümü şöyle diyormuş: “İlker Başbuğ ile röportaj yapabilmek
için Genelkurmay’ın emriyle Çetin Doğan’ı televizyona çıkardı. Bu
röportaj onun mükâfatı.”
Bunlar herkesi kendileri gibi “köpek” zannettikleri için
böyle yazıyorlar.
Çünkü köpekler mükâfatla eğitilir ve hizmet ederler.
Behey şerefsizler. Eğer ben, Çetin Doğan’ı televizyona hiç
kimsenin telkini veya isteği ve hatta tavsiyesi olmadan çıkardıysam
ne diyeceksiniz.
Benim böyle yaptığıma eminseniz, en kutsal bildiğiniz şey
üzerine yemin eder misiniz?
Haysiyetsizler.
Ben siz miyim!
Bir başka bölümü ise Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un söylediklerini
sanki ben söylemişim gibi davranıyorlar.
Arkadaşlar bakın, gazetecilik diye bir şey vardır. Siz bilmezsiniz.
Öğrenmeye niyetiniz de yok ama ben yine de anlatayım.
Biz gazeteciler herkesle konuşuruz, onların görüşlerini
aktarmalarına ya da onların kamuoyunda bilinmelerine aracılık
ederiz. Bu bazen bir siyasetçi, bazen asker veya sivil bir
bürokrat, bazen aranan bir suçlu, hatta bazen bir terör örgütü
mensubu veya lideri olabilir.
Ama onların anlattıkları, onların fikirleridir. Biz sadece
aracıyızdır.
Biz, sizin gibi “sahibinin sesi” değiliz. O yüzden siz, sahibiniz
güçlüyken varsınız, sahibiniz güçsüzken yok. Ama biz yıllardır
buradayız.
Aslında çok uzun kalma niyetim yoktu ama sizlere inat daha uzun
kalacağım.
Verdiğim rahatsızlık için de özür dilerim. Anlayacağınız
dilde bitirmek gerekirse “Hav, hav hav”.
Not: Son üç kelimemde bazı hatalar olabilir.
Bilmediğim ama son zamanlarda çok duyduğum için kulağıma aşina
olmuş bir dil.