Fatih Altaylı itiraf mı ediyor?

Şöyle diyor Fatih Altaylı:

" ........  Kimse alınmasın, gücenmesin ama Hasan Cemal, bu röportajı 'özel bir arzu' üzerine yapmıştır diye düşünüyorum. Bunun devletin çok üst kademelerinden yapılmış bir yönlendirme olabileceği inancındayım."

Bu ne demek mi?..
Söyleyeyim:

Bir zamanlar Öcalan ile dağda buluşup görüşen ve söyleşinin bir kopyasınıda MİT'e teslim eden Altaylı'nın da o görüşmeyi bir "talimat" üzerine gerçekleştirdiğini itiraf etmesi demek...

Altaylı buna "Hayır" diyemez çünkü hepimiz biliriz ki kendisi yönlendirilmeye ve talimat almaya Hasan Cemal'den çok daha meraklıdır...

Altaylı'nın MİT'le ilşkisi dedikodu bile olsa gündemi işgal ederken, Hasan Cemal ile ilgili öyle bir söylenti uydurulmamıştır...

İkinci nokta, Hasan Cemal'in söyleşisinden giderek yıllar önce Öcalan ile yaptığı söyleşiyi normalleştirmek isteyişidir...

Bakın ne diyor Altaylı:

"Hasan Cemal'in bunu yapmış olması bir ayıp mıdır?

Bence değil.

Bence Hasan Cemal'in Kandil ziyareti ve Karayılan röportajı Cumhurbaşkanı Gül'ün "Güzel şeyler olacak" açılımının adımlarından biridir.

Böyle değerlendirilmelidir.

Neymiş?..

Hasan Cemal o söyleşiyi talimatla da yapsa doğru yapmış...

Sonuç:

1.) Altaylı da Öcalan'la talimat üzerine görüşmüş olmalıydı ki o görüşmeden sonra yıldızı parlamaya başlamıştı...

2.) Altaylı'nın yaptığı da ayıp değilmiş...

3) Fatih, Hasan Cemal'in talimat üzerine ve seçilmiş olarak dağa gönderildiğinin altını çizerek , "Ben de seçilmiş, dönemin saygın bir gazetecisiydim" demek istemektedir...

Ancak...

Bu gün devlet zaten sorunu barışçı yollardan çözmeye çalışıyor...

Fatih'in Öcalan'la görüştüğü süreçte ise terörle mücadele yöntemi olarak "Düşük Yoğunluklu Savaş" tercih ediliyordu...

Fatih işte o dönemde görüşmüştü Öcalan'la...

O zaman Öcalan'ın Fatih'e söyledikleriyle bu gün Karayılan'ın Cemal'e söyledikleri neredeyse kopya...

Değişen tek şey; iki dönem Hükümetlerinin ve kimi Devlet kurumlarının arasındaki görüş ve uygulama farkı...