Fatih Altaylı, Doğan Güreş'ten özür dileyecek mi?

ADNAN BERK OKAN - YORUMLUYORUM

Hiç aklınıza gelmedi değil mi?..
Öyle ya ne ilgisi var?.
Biri Çiller'in Başbakanlığı döneminde yaşanan ve NATO üyesi iki komşu devletin savaşın kapısından döndükleri saçma bir "Kayalık" kavgası...
Coğrafyada "Kardak" adı verilen kayalıktan söz ediyorum...
Üzerinde sadece 12 keçinin otladığı "ünlü" kayalık...

Diğeriyse, Erdoğan'ın Başbakan olduğu dönemde hükümetten kurtulmak için darbe hazırlığı yaptıkları iddia edilen generaller konusu...
Ve generallerin tıkış tıkış cezaevlerine dolduruluşu...

Ben her iki olaya da başka açıdan bakacağım yine...
Önce 1995'e (Tansu Çiller başbakan) dönelim ve bakalım bugünün demokratları o gün neler yapıyorlarmış görelim...

Dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Doğan Güreş, bir İngiliz gazetecisinin "Başbakan Tansu Çiller'le ilişkileriniz nasıl?" sorusuna; "Demokrasinin gerektirdiği gibi. Başbakan emir veriyor, ben de yerine getiriyorum" diyor...
Bu açıklama Türkçe'ye aynen şöyle çevriliyor:
"Başbakan tak diye emrediyor, ben de şak diye yapıyorum"...

Ve...
Fırtına kopuyor...
Bugünün demokrat(!) kalemleri başta olmak üzere ünlü feminist yazarlarımız; kadın başbakanın emrinde olduğunu açık yüreklilikle söyleyen ve bu sırada bunun "demokrasinin gereği" olduğunun altını çizen Genelkurmay Başkanı Güreş'e birden saldırıya geçiyorlar...
Vay efendim vay!..
Zannedersiniz Paşa ülkeyi sattı...
Demokrat kalemler ve ünlü feministlerimiz sorguluyorlar:
"Bir genelkurmay başkanı nasıl olur da öyle söyler... Bir orgeneral bu kadar küçülebilir mi?"...
Güreş Paşa, "Türklerle Kürtler ayrı mı yaşasalar" diyen Ertuğrul Özkök konumuna düşüyor...
"Genelkurmay Başkanı, Atatürk'ün ordusunun komutanı olduğunu unuttu mu?.."
"Kendine gel paşa!.. Sen Başbakan'ın emir subayı mısın?"...

Fatih Altaylı, Paşa'yı aşağılayanlar arasında en önde geleniydi...
Paşa'yı azarlaması, eleştirmesi genç Fatih'i kesmiyor daha ileri gidiyordu...
Nasıl mı?..
Hürriyet'teki köşesinde Genekurmay Başkanı Güreş'e eteklik giydirerek...

Ve biliyorsunuz...
Aynı Fatih Altaylı bugün çok demokrat(!)..
O gün, "Demokrasinin gereği Başbakan emrediyor, ben yerine getiriyorum" diyen Genelkurmay Başkanı'na "eteklik" giydiren Fatih bugün genelkurmaybaşkanlarına ise, "niçin başbakan'ı dinlemiyor, ona danışmadan konuşuyorsunuz?" diyerek "fırça" atıyor?..
Yani, 15 yıl önce "neden siyasi iktidara boyun eğiyorsun?" diye genelkurmay başkanı azarlayan Fatih bugün ise sivil siyasete kafa tuttuğu için fırçalıyor genelkurmay başkanlarını...

Hani genelkurmay başkanı da kafa tutsa bari...
Paşa'nın yaptığı Uğur Dündar'ın çanak sorularıyla gaza gelip biraz haddini aşmak...
Sakın ola Başbuğ'un yaptığı çıkışa destek verdiğimi zannetmeyin...
Ya da Fatih Altaylı'nın Paşa'ya görevini ve sorumluluklarının sınırlarını hatırlatmasını eleştirdiğimi...
Fatih'in bugünkü anlayışı doğru...

Şimdiii...
Kardak kahramanlıkları(!) ile yeniden gündeme gelen ama 'nun anlattıklarına baktığımızda "kahramanlık" değil, "savaş çığırtkanlığı" yaptığı anlaşılan Fatih Altaylı'nın (Allah ömür versin) Doğan Güreş'ten "özür" dileyeceği yazısını bekliyorum heyecanla...
Ve bir de "Kardak olayında yanlış yaptık" diyerek yapacağı özeleştiriyi...

adnanberkokan@gmail.com