Fatih Altaylı bir öyle bir böyle!

Başbakan'ın başlattığı polemikte herkes fiklir beyan edecek de Fatih Altaylı mı susacak? Altylı dün köşe yazarlarına çaktı, bugün de Başbakan'a!

GAZETECİLER.COM

Başbakan'ın başlattığı malum polemikte herkes fiklir beyan edecek de büyük düşünür Fatih Altaylı mı susacak? Mutlaka söyleyecek sözü vardır. Altaylı dün "Başbakan haklı" demişti. Bugün ise Başbakan'ı eleştiriyor...

ZORDUR AMA ZORUNLUDUR

Zordur ama zorunludur DÜN Başbakan Erdoğan'ın, köşe yazarlarının her gün yazı yazmasına ilişkin eleştirileri için "Başbakan haklı" dedim.
Bizde böyle; haklıya haklı, haksıza haksız.
Bugün ise Başbakan'in eleştirilere verdiği sert tepkileri eleştirmem gerek.
Demokrasilerde başbakan veya cumhurbaşkanı veya herhangi bir seçilmiş olmak, bizimkilerin zannettiğinin aksine eleştirilere "tam olarak açılmak" demektir.
Demokrasilerde ne kadar yükseğe çıkarsanız, sizi eleştirme hakkı olanların sayısı o kadar artar.
En tepedeyseniz, altınızda kalan herkes sizi eleştirebilir. Evet, onca yüksekteyken, onca güçlüyken buna dayanmak, bunu kabullenmek zordur ama oyunun kuralı da budur.
Bırakın, zaten işi eleştirmek olan gazetecinin, köşe yazarının eleştirmesini, hayatı boyunca bir taş üstüne taş koymamış aylakların da, hayatını köy kahvesindeki taburede geçiren vatandaşın da, 15 yaşındaki delikanlının da, 90 yaşındaki teyzenin de başbakanları, cumhurbaşkanlarını eleştirme hakkı vardır.
Gazetecinin bunlardan tek farkı, eleştirilerini şahsi çıkarları için yapmaması zorunluluğudur.
Eğer gazeteci, şahsi veya kurum çıkarı için eleştiri yapıyor, eleştiri gücünü bir şantaj, bir menfaat aracı olarak kullanıyorsa, buna tepki göstermenin yanlış olduğunu söylemek mümkün değildir. Ama o tepki bile şahsi öfke şeklinde değil, yasal girişim olarak tezahür etmelidir.
Diğerleri, yani elinde medya gücü barındırmayan vatandaşlar, şahsi çıkarları için dahi ülkeyi yönetenleri eleştirebilirler.
Emrinizde onlarca bakan, binlerce bürokrat yüz binlerce memur, işçi varken; özel uçaklar, makam araçları, korumalar ve neredeyse sınırsız bir güç sizin için seferber olmuşken, iki dudağınız arasından çıkan sözler kanunlaştırılirken elbette bu eleştirilere tahammül etmek zordur, ama zorunludur.
Tarihe geçen önemli siyasetçilere bakınca, hepsinin ortak özelliğinin, bu eleştirilere öfkeyle değil nükteyle yanıt verenler olduğu görülür.