Fatih Altaylı, Bardakçı'ya bu kez haşladı

"Meyhane ile kerhane, maalesef rejimin garantisi zannedilmişti." diyen Bardakçı'ya Altaylı'dan çok ilginç bir yanıt geldi.

GAZETECİLER.COM - "Murat Bardakçı hayattaki en yakın dostlarım arasında yer alır. Bütün dostlarımla olduğu gibi onunla da pek çok fikrimiz uyuşur. Ama yine pek çok yakın dostumla olduğu gibi onunla da pek çok fikrimiz uyuşmaz."

MURAT BARDAKÇI NE YAZMIŞTI?

Asmalımescit, son haftalarda gündemin ana konularından biri hâline geldi, zira belediye sokakları işgal eden masaları kaldırttı ve bence çok da iyi yaptı!

(...) Alkole ve alkol yüzünden aklın başından gitmesine karşı olmakla irtica arasında ne alâka varsa!... Belediyeler yolları dolduran, yayaları o sokağa girdiğine pişman eden, cankurtaranın yahut itfaiyenin geçmesine imkân bırakmayan masa terörüne son verip sokakları olmaları gereken hâle mi getiriyorlar? Yorumlar hazırdır: "İçki yasağı geliyor!", "Şeriat provası!" yahut "Din devriminin ilk adımı!"...

ŞERİAT NASIL GELİR?

Herhalde hatırlarsınız: Aynı alâkasız benzetmeler ve tuhaf bağlantılar Türkiye'de 1995 seçimlerinden sonra da işitilmişti. Refah Partisi'nin seçimden birinci parti olarak çıkması üzerine bazı çevreler "İçki yasağı gelecek mi" yahut "Genelev kapatılacak mı?" tartışmasına girişmişler ve meyhane ile kerhane, maalesef rejimin garantisi zannedilmişti. Kadeh ise, en güçlü muhafız!

Bu cümleler Habertürk'ün Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'ya ait. Altaylı, Murat Bardakçı'nın dün yazdığı yazısındaki Asmalımescit ile ilgili sözlerine karşı çıkan bir yazı kaleme aldı. 

İÇKİ ÖZGÜRLÜĞÜ DE REJİMİN TEMİNATIDIR

"Murat dün içki içmenin bir statü sembolü olduğunu yazmış. Murat'ın bu fikrinde katılmadığım en temel nokta, bir "genelleme" içermesi.

Bazıları için böyle olabilir ama pek çoğu için içki içmenin böyle bir anlamı olmadığını biliyorum. İyi bir şaraptan bir kadeh içmenin bir statü değil, bir keyif olduğunu Murat da benim kadar bilir.

İçki içmenin serbest olmasının rejimin teminatı olarak algılandığını söylüyorMurat ve bu durumu eleştiriyor. Bunun eleştirilecek nesi var anlamadım doğrusu. Elbette ki, bu tür bir özgürlük, özgür bir rejimin teminatıdır. Yasakların sayısı arttıkça, rejimin özgürlüğü o kadar azalır.

ASMALIDA DURUM FARKLI

(...) Murat, Asmalımescit'teki masalara ve Atiye Sokak'ın trafiğe kapatılıp masalarla bezenmesine de tepki gösteriyor. Asmalı'da durum biraz zıvanadan çıkmış olmakla birlikte Atiye Sokak'taki durumun pek de öyle olduğunu söylemek mümkün değil.

Avrupa'nın pek çok ülkesinde rastladığımız bir manzara ve çevreye verdiği bir zarar olmadığı gibi, bulunduğu bölgenin değerini artıran uygulamalar bunlar. Bunda kızacak ne var bilmiyorum.

PARİS'TE OLUYOR DA...

Paris'te sokağa masalarını atmış kafede oturup bir kahve içmek keyifliyken, İstanbul da bu niye ayıp oluyor anlamıyorum. Murat'la haftalardır bunları tartışıp duruyoruz ve bir türlü uzlaşamıyoruz. "Ben bunları yazacağım" dediği zaman, ben de ona "Genel yayın yönetmeni olarak bu yazılarını gazeteye koymama hakkına sahibim" diyorum. Elbette ki böyle bir şey yapmak, bu gazetede yazan kimse için aklımdan geçmez. SadeceMurat'ı kızdırmak için söylüyorum. Ama bu konudaki fikirlerine hiç katılmıyorum. Hele genellemelerine hiç.