Faruk Mercan

Parlamenterlerin ve parlamentonun saygınlığını koruduğunu düşündüğümüz (ama öyle olmadığını gördüğümüz) Faruk Mercan

Yunus Emre'nin "Yaradılanı severim, Yaradan'dan ötürü" dizesini ilke bellemiş bir "Barış ve Diyalog Hareketi"nin en sadık müritlerinden olduğunu zannettiğimiz;
ülke yönetiminde siyasal iktidarın kim olduğundan daha çok, demokrasiye, inanç ve düşünce özgürlüğüne verdiği desteğin samimiyetine baktığı kanaatini yıllardır koruduğumuz bir Cemaat'in medyasında her kademede aldığı görevlerden dolayı "herhalde samimidir" dediğimiz;
askeri darbelerden şikâyetçi olduğunu sandığımız,
parlamenterlerin ve parlamentonun saygınlığını koruduğunu düşündüğümüz (ama öyle olmadığını gördüğümüz) Faruk Mercan bizi öyle bir yanılttı ki...
Hem de; "dinle de siyasetle de her türlü barış ve diyalogla da kavgalı" olduğu önyargısıyla sıkça eleştirdiğimiz Yalçın Doğan karşısında...
Az daha demokrsimizin geleceğine yönelik bütün umutlarımızı yıkacaktı Mercan...
Çünkü...
Bizler Parlamentonun demokrasinin mabedi olduğuna iman edenlerdeniz...
Çünkü bizler o mabede dokunulamayacağına, dokunulamaması gerektiğini aklımıza da yüreğimize de kazımış bir nesiliz...
Ama...
Faruk Mercan dokunulmazlıkların kaldırılmasını, demokrasinin vazgeçilmezleri olan parlamenterlerin dileyen ideolojik çoğunluk tarafından dilediklerinde meclisten atılıp hapse konmasını istiyordu...
İşte bu yüzden kaybetti...
Umarız Hizmet'in saygınlığını da kaybettirmez.