Eyy köhnemiş kibir fıçısı

CHP’nin önündeki en büyük engel… Sensin ey medyanın köhnemiş kibir fıçısı…

CHP’nin önündeki en büyük engel ne Kılıçdaroğlu…

Ne Deniz Baykal…

*

CHP’nin önündeki en büyük engel…

Sensin ey medyanın köhnemiş kibir fıçısı…

*

Senin zihniyetin…

Senin kibrin…

Senin değişime direnen beyin kasların…

*

Çünkü…

Sen varsın ya sen…

Referandumda “hayır” oyu veren her yüz kişiden en az ellisini yazılarınla korkutuyorsun…

*

O 50 kişi sana “öcü” gözüyle bakıyor…

Çünkü sen o 50 kişinin inançlarıyla alay ediyorsun…

Çünkü sen o 50 kişinin giyimiyle alay ediyorsun…

Çünkü sen o 50 kişinin yaşam tarzıyla alay ediyorsun…

Çünkü senin gözünde o 50 kişinin tümü “terörist”…

*

Yahu ne bu afra?..

Ne bu tafra?..

Referandumda “hayır” oyu veren o 50 seçmeni sen ikna etmedin ki…

Sana bayıldığından vermedi o “hayır” oyunu seçmen…

Erdoğan’a ve Bahçeli’ye öfkelendi…

O öfkeyle gitti “hayır” oyu attı sandığa…

*

Yani…

O 50 kişiyle tek ortak yanın var:

“Erdoğan nefreti…”

*

Yani arkadaş…

Sende bu kibir…

Sende bu: “Memleket benden sorulur mirim” babalanması…

Sende bu “bana benzemeyeni yakarım” edepsizliği olduğu sürece…

Sadece CHP değil…

Hiçbir muhalefet partisi, Erdoğan’ı ve ekibini seçimde yenemez…

*

NOT:

Buradaki “Sen” bir tek kişi değil…

Ama…

Bu tipler…

Bu yazıdaki “Sen”de temsil edilmiştir…

MENFAAT BİTİNCE NE OLUR?..

Tevfik Neyzen’e rakıyı yasaklayan doktor ölünce, filozof hemen bakkala koşup bir büyük rakı aldı.

Kafayı çekmeye giderken yolda İstanbul Valisi ve Belediye Reisi Fahrettin Kerim Gökay’la karşılaştı…

Mini Vali, koltuğunun altındaki rakı şişesini gösterip Neyzen’e sordu:

“Yahu hani rakı içmen yasaklanmıştı?.. Bu ne böyle?”…

Neyzen cevap verdi:

“Yasağı koyan doktor öldü…”

*

Menfaate dayalı dostluklar, “Yasakçı Doktor” gibidir…

Menfaat bitti mi dostluk da biter…

*

Bilimsel olarak konuşuyorum…

Çünkü…

70 yıllık bir deneyimden sonra elde edilmiş bir sonuçtur…

TRUMP - ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ NASIL GEÇECEK?..

Yarınki gazetelerden haber başlıkları:

Medyanın bir bölümü:

“Reis ne derse o”…

“Reis Trumph’ı mest etti…”

“Reis yine kazandı…”

“1 saatti, 2 saati geçti…”

“Reis eli kolu dolu dönüyor…”

“En büyük Reis bizim Reis…”

*

Medyanın diğer bölümü:

“Elleri bomboş…”

“Trumph Üsküdar’ı geçti…”

“Dağ tavşan doğurdu…”

“Büyük hayal kırıklığı…”

“Trumph ters köşe yaptı…”

“Rezil olduk…”

*

Yani...

Her zaman olduğu gibi...

Medya gerçek bilgiyi değil...

Bilmenizi istediği bilgiyi verecek...

KÖR BİR EŞEK BİLE…

Sayın Cumhurbaşkanımız dedi ki:

“Suriye ve DEAŞ ile mücadele konusunda daha fazla uzatmaya tahammülümüz yok. Niye yok, bakın 3 milyon insan Türkiye’de. Eğitimden sağlığına her şeyi A’dan Z’ye bize ait. 25 milyar doları bulduk. Ama yarın ne olacak? Bazı çareler bulmamız lazım” …

*

Demek ki neymiş?..

“Acıma, acınacak hale düşersin”…

*

Bu arada ben de bir atasözü söyleyeyim:

“Kör bir eşek bile aynı çukura iki kere düşmez…”

KOMPLO TEORİSİ…

Trumph usta bir pokerci…

“Gel gel” yapıyor…

Beyaz Saray’da Sayın Cumhurbaşkanımıza diyecek ki:

*

“YPG konusunda ikna oldum… Ama sadece ÖSO ile Rakka’yı IŞİD’den kurtaramayız… ÖSO’yu hiç bu işe bulaştırmadan siz ordunuzu bu işle görevlendirin. Biz de havadan destek verelim…”

*

Ve…

Rakka’ya yapılacak kara harekâtında sadece Mehmetçik görevlendirilecek…

Kısa bir süre sonra ABD bir bahane bulup:

“Sarhoştum aydım ben bu işten caydım” diyecek…

Veeee…

*

Dedim ya…

“Komplo Teorisi”…

ŞİRAZLI SADİ DER Kİ:

“Kafa tutan, kabadayı padişahlardan, kahramanlardan korkma, fakat Allah’tan korkmayandan kork…”

GAZETECİYE BAŞARILI OLMA TÜYOSU:

Bir “Felâket” haberinden “Mutluluk”…

Bir “Mutluluk” haberinden “Felâket” çıkarabilecek kadar “kıvrak” bir zekâya sahip olmalısın…