Eyüp Can, Ahmet Altan'a ne çağrısı yaptı?

Adı ne tutuklanacak ne de faydalanılacak gazeteciler listesinde yer alan Eyüp Can niye Araf'ta kaldı. Can, Yasemin Çongar ve Ahmet Altan'a nasıl seslendi?

Adı ne tutuklanacak ne de faydalanılacak gazeteciler listesinde yer alan Eyüp Can niye Araf'ta kaldı. Can, Yasemin Çongar ve Ahmet Altan'a nasıl seslendi?

Bu ayıp size yakışıyor mu?

YİNE Araf’ta kaldım.

Adım ne ‘Gözaltına alınması istenen 36 gazeteci’ arasında ne de ‘Faydalanılacak 137 gazeteci’ arasında.


Tuhaf bir duygu bu...

Ama ben ‘İki cami arasında beynamaz’ olmaya alışığım.

Peki ya alışık olmayanlar?

2003 yılında Balyoz isimli bir darbe planladığı iddia edilen Birinci Ordu Komutanı Çetin Doğan tarafından ‘tutuklanacak’ ya da ‘faydalanılacak’ gazeteciler olarak fişlenenler...

2010 yılında Taraf Gazetesi tarafından ‘deşifre’ edilenler...

* * *

Lafı kıvırmaya gerek yok.

Taraf 2003 yılına ait ‘Balyoz Darbe Planı’nı açıklayarak çok büyük bir gazeteciliğe daha imza attı.

Taraf’ın yayınladığı belgelere göre sırf AK Parti Hükümeti’ni devirmek için cami bombalamaktan uçak düşürmeye dehşetengiz planlar yapılmış.

Genelkurmay farklı savaş senaryolarının konuşulduğu seminerin varlığını kabul etti.

İddialar için ise kesin bir dil kullanmak yerine “Aklı ve vicdanı olan hiç kimse kabul edemez” dedi. Savcılar harekete geçtiği için ‘Balyoz Darbe Planı’nın detayları artık yargıda.

* * *

Fakat çok önemli bir haberciliğe imza atarak yargıyı harekete geçiren Taraf, dün ‘Balyoz Hükümeti’ manşeti ve ‘Fişlenen gazeteciler’ listesiyle çok büyük bir gazetecilik ayıbına da imza attı.

Neymiş efendim Çetin Doğan Cuntası, AK Parti hükümetini devirip yerine Milli Mutabakat Hükümeti kuracakmış. Başbakanlık koltuğuna da TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu oturtacakmış.

Kabinede Köksal Toptan’dan Süheyl Batum’a yok yok.

E tabii bir de bu işin medya ayağı var.

‘Tutuklanacak’ ve de ‘faydalanılacak’ gazeteciler.

Tek kelimeyle saçma sapan bir liste.

* * *

Tabii insanın aklına ilk “Hangi aklıevvel böyle bir plan ve liste hazırlar?” sorusu geliyor.

‘Gazeteci andıcından, sosyetik fişlemeye’ birçok akıl almaz listeyle karşılaştığımız için ben gönül rahatlığıyla “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çok iyi yetişmiş kurmay subayları böyle bir saçmalığa imza atmaz” diyemiyorum.

Bu yüzden haberi sulandırmak yerine sonuna kadar üzerine gitmek gerekiyor.

Fakat bu arada Taraf’ın da dün yaptığı ayıptan dönmesi gerekiyor.

* * *

Velev ki birileri gazetecileri bu şekilde tasnif etmiş olsun...

Hisarcıklıoğlu’nu darbe hükümetinin başbakanı koltuğuna uygun görsün.

Bu sizin o insanları görüşlerine bile müracaat etmeden ‘Balyoz Hükümeti’ ya da medyası diye afişe etmenizi haklı kılar mı?

Bakın Rifat Hisarcıklıoğlu çıktı “Balyoz Planı’nı ilk kez basından duydum. Darbeyi vatana ihanet olarak görüyorum. Bu iddialara adımı karıştıranlara, sorgulamadan yayınlayanlara hakkımı helal etmiyorum” dedi.

Şimdi ne olacak?

* * *

Rifat Hisarcıklıoğlu’nu yıllardır tanırım. 

Onu şu ya da bu yolla siyasete çekmek isteyenler elbette oldu.

Ama onun bırakın bir darbe ortamını, normal zamanlarda bile TOBB Başkanı olarak siyasetten kaçındığına bizzat şahidim.

Dahası Hisarcıklıoğlu, TOBB gibi demokrasi sicili zayıf olan bir kurumu siyasetin ve siyaset mühendislerinin arka bahçesi olmaktan çıkarmış bir başkandır.
Buradan Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’a çok samimi bir çağrı yapıyorum.

Sevgili Altan ve Çongar; demokrasi yolunda verdiğiniz gazetecilik mücadelesine saygı duyuyorum, fakat hiçbir filtreden geçirmeden, karşı görüş almadan meslektaşlarınızı ve iş dünyasının demokrasi sicili çok sağlam isimlerini ‘Balyoz Hükümeti’nin başbakanı ya da gazetecisi ilan etmenizi hem demokrasi hem de gazetecilik adına büyük bir ayıp olarak görüyorum.

En önemlisi bu ayıbı size yakıştıra-mıyorum...

Peki ya siz?

EYÜP CAN / HÜRRİYET