Eylemciler için medya ile mücadele rehberi

Ne diyor Gezi Direnişi'nin popüler sloganı? Bu daha başlangıç, mücadeleye devam.

GAZETECİLER.COM - 3 Haziran 2013 günü Türkiyede ilginç bir gelişme oldu. Soru soran gazeteci keşfedildi. Reuters muhabiri Birsen Altaylı, akredite gazeteciler içinde Başbakan'a soru sorabilen ilk gazeteci olarak tarihe geçti. Buna şaşıracak duruma gelmek bile çok şeyin kanıtı.

Böyle diyen BirGün gazetesi yazarı Ümit Alan. Alan köşesinde medya eleştirilierini dile getirirken, "Türkiye'de unutturulduğu üzere gazetecilik aslen soru sorma ve yanıtlarını arama mesleği. Bizde olay, Başbakan söylüyor, gazeteci onaylıyor şeklinde işlediği için bir hafif şaşkınlık oldu. Elbette Başbakan'a soru sormak üzere akredite olabilen gazetecilerden söz ediyorum." yazdı ve şöyle devam etti

"Bugün medya Gezi Parkı'nı nasıl gördü gibi konulara girmeyeceğim. Üç maymunu oynayıp hiç görmeyenlerin de, dezenformasyonlarla karalayanlar da herkesin malumu. NTV'nin, Habertürk'ün önünde toplanan pankart ve afişlerde Başbakan'dan sonra en çok medyaya tepki gösteren kitle her şeyin farkında. O yüzden bu haftaki Köşe Vuruşu'nda Gezi Parkı direnişçilerinin medyaya sorması gerekli sorularla ilgili bir rehber hazırlamak istedim. Medyayla etkili bir şekilde mücadele için bizler de şu gruplara, bu soruları soralım:

MEDYA PATRONLARINA

Türkiye'nin en az %50'sinin siyasi iktidarı desteklemediği, bu %50'nin tamamının tüketici olduğu ortadayken ve bu tüketiciler adına reklamverenden reklam alırken medyanızı sadece iktidarın isteklerine göre dizayn etmek ticari akla sığar mı?
Hadi alacağınız başka ihaleler için hediye diyelim, halk nezdinde itibarı kalmamış, etkisi olmayan bir hediyeyi kim ne yapsın? Dikkat edin sadece ticari akıldan söz ediyoruz. Kapitalizmin ahlâkı olmadığını biliriz çünkü.

MEDYA YÖNETİCİLERİNE

Patronlarınızın siyasi iktidar karşısındaki el pençe divan durumu malum. Ancak sizler birer profesyonel yönetici olarak, kurumsal itibar diye bir şeyden habersiz misiniz? İnsanların zaten yandaş diye bilinen medya kuruluşlarının değil de NTV, CNNTürk gibi kurumlara tepki göstermesinden bir sonuç çıkarmayacak mısınız? Sosyal medyada yapılan kampanyalarla insanların artık kurumlarınıza itibar etmediğini patronunuza anlatıp yayın politikasını bir daha düşünmek istemez misiniz?

REKLAMVERENLERE

Gezi Parkı direnişinde sokağa dökülen insanlar hiç de öyle marjinal filan değil. Tamamı tüketici, tamamı hedef kitleniz. NTV'yle aynı gruptan olan Garanti Bankası'nın değer kaybı malumunuz. Hedef kitlenizi bu derece ıskalayan medya kuruluşlarına reklam vermeye daha ne kadar devam edeceksiniz? Siyasi araştırmalardan çok daha titiz yapılan tüketici araştırmaları size bir şey söylemiyor mu?

AYŞE TEYZEYE

Sokaklarda tepki göstermek çok güzel, ancak bir gücümüzün de tüketimden geldiğinin muhakkak farkındasınızdır. Her ne kadar Başbakan bizlere çapulcu da dese, biz aynı zamanda tüketiciyiz Sadece medya kuruluşlarına değil, o medya kuruluşlarını reklamlarıyla besleyen markalara baskı kurma gücümüz var. Bizi görmeyen kanala reklam verirsen, ben de market rafında seni görmem diye sormaya ne dersin?

KENDİ ÇEVREMİZE

Bugüne kadar bir ezberiniz olabilir. Size sunulanla yani ana akım medyayla yetinmiş olabilirsiniz, peki alternatif medyayı denemeye ne dersiniz? Bu yazının yazıldığı gazete de dahil olmak üzere bir çok alternatif medya organı var. Sosyal medyadan farkları, teyit edilmiş, evrensel gazetecilik standartları içinde haber vermeleri. Bir alışırsanız, hiç pişman olmazsınız.

NEDEN MEDYA EMEKÇİLERİ YOK?

Gördüğünüz üzere medyayı düzeltmek artık eskisi gibi "etik" çağrılarla filan olacak şey değil. Evet, NTV'nin önünde eylem yapıp, NTV'ye haber olan kitle bir milattır. Medya kuruluşlarının önüne gidip onlara para göstermek müthiş bir fikir. Tıpkı para göstermek gibi, onlarla anladıkları dilden konuşmak ve mücadele etmek için bu soruları sormak şart.

Bu soruların çok kişinin aklında olduğunu biliyorum ve kimseye akıl verme niyetim yok. Sadece derli toplu olsun istedim. Dikkat ederseniz, bu yazıda sadece medya emekçileri yok. Çünkü biliyorum ki, hak ettiğimiz pek çok haber yapılıyor, ancak sansürleniyor, yayınlanmıyor. Gördük, birçok medya emekçisi sokaklarda bizimle birlikte gaz yedi. Bu yüzden tepkilerin ve soruların onlara değil, yukarıdaki gruba yönelmesi şart.

Ne diyor Gezi Direnişi'nin popüler sloganı? Bu daha başlangıç, mücadeleye devam.

Abdulkadir Selvi: İmamoğlu’nun diploması iptal edilir mi Hadi Özışk canlı yayında bombayı patlattı: İmamoğlu dosyası raftan hiç inmedi Ahmet Hakan: Erdoğan’ın hak ettiği bir övgü Ali Karahasanoğlu: Hastayım hakim bey, duruşmayı erteleyin CHP'de Özgür Özel'den üçlü görüşme çıkışı! Hadi Özışık'tan dikkat çeken açıklamalar Salih Tuna: Bu silaha yenildin mi kazanamazsın