Eylemciler için medya ile mücadele rehberi
Ne diyor Gezi Direnişi'nin popüler sloganı? Bu daha başlangıç, mücadeleye devam.
Böyle diyen BirGün gazetesi yazarı Ümit Alan. Alan köşesinde medya eleştirilierini dile getirirken, "Türkiye'de unutturulduğu üzere gazetecilik aslen soru sorma ve yanıtlarını arama mesleği. Bizde olay, Başbakan söylüyor, gazeteci onaylıyor şeklinde işlediği için bir hafif şaşkınlık oldu. Elbette Başbakan'a soru sormak üzere akredite olabilen gazetecilerden söz ediyorum." yazdı ve şöyle devam etti
"Bugün medya Gezi Parkı'nı nasıl gördü gibi konulara girmeyeceğim. Üç maymunu oynayıp hiç görmeyenlerin de, dezenformasyonlarla karalayanlar da herkesin malumu. NTV'nin, Habertürk'ün önünde toplanan pankart ve afişlerde Başbakan'dan sonra en çok medyaya tepki gösteren kitle her şeyin farkında. O yüzden bu haftaki Köşe Vuruşu'nda Gezi Parkı direnişçilerinin medyaya sorması gerekli sorularla ilgili bir rehber hazırlamak istedim. Medyayla etkili bir şekilde mücadele için bizler de şu gruplara, bu soruları soralım:
MEDYA
PATRONLARINA
Türkiye'nin en az %50'sinin siyasi iktidarı desteklemediği, bu
%50'nin tamamının tüketici olduğu ortadayken ve bu tüketiciler
adına reklamverenden reklam alırken medyanızı sadece iktidarın
isteklerine göre dizayn etmek ticari akla sığar mı? Hadi
alacağınız başka ihaleler için hediye diyelim, halk nezdinde
itibarı kalmamış, etkisi olmayan bir hediyeyi kim ne yapsın? Dikkat
edin sadece ticari akıldan söz ediyoruz. Kapitalizmin ahlâkı
olmadığını biliriz çünkü.
MEDYA
YÖNETİCİLERİNE
Patronlarınızın siyasi iktidar karşısındaki el pençe divan durumu
malum. Ancak sizler birer profesyonel yönetici olarak, kurumsal
itibar diye bir şeyden habersiz misiniz? İnsanların zaten
yandaş diye bilinen medya kuruluşlarının değil de NTV, CNNTürk gibi
kurumlara tepki göstermesinden bir sonuç çıkarmayacak mısınız?
Sosyal medyada yapılan kampanyalarla insanların artık kurumlarınıza
itibar etmediğini patronunuza anlatıp yayın politikasını bir daha
düşünmek istemez misiniz?
REKLAMVERENLERE
Gezi Parkı direnişinde sokağa dökülen insanlar hiç de öyle marjinal
filan değil. Tamamı tüketici, tamamı hedef kitleniz.
NTV'yle aynı gruptan olan Garanti Bankası'nın değer kaybı
malumunuz. Hedef kitlenizi bu derece ıskalayan medya
kuruluşlarına reklam vermeye daha ne kadar devam edeceksiniz?
Siyasi araştırmalardan çok daha titiz yapılan tüketici
araştırmaları size bir şey söylemiyor mu?
AYŞE
TEYZEYE
Sokaklarda tepki göstermek çok güzel, ancak bir gücümüzün de
tüketimden geldiğinin muhakkak farkındasınızdır. Her ne kadar
Başbakan bizlere çapulcu da dese, biz aynı zamanda tüketiciyiz
Sadece medya kuruluşlarına değil, o medya kuruluşlarını
reklamlarıyla besleyen markalara baskı kurma gücümüz var.
Bizi görmeyen kanala reklam verirsen, ben de market rafında
seni görmem diye sormaya ne dersin?
KENDİ
ÇEVREMİZE
Bugüne kadar bir ezberiniz olabilir. Size sunulanla yani
ana akım medyayla yetinmiş olabilirsiniz, peki alternatif medyayı
denemeye ne dersiniz? Bu yazının yazıldığı gazete de dahil
olmak üzere bir çok alternatif medya organı var. Sosyal medyadan
farkları, teyit edilmiş, evrensel gazetecilik standartları içinde
haber vermeleri. Bir alışırsanız, hiç pişman olmazsınız.
NEDEN MEDYA EMEKÇİLERİ
YOK?
Gördüğünüz üzere medyayı düzeltmek artık eskisi gibi "etik"
çağrılarla filan olacak şey değil. Evet, NTV'nin önünde eylem
yapıp, NTV'ye haber olan kitle bir milattır. Medya kuruluşlarının
önüne gidip onlara para göstermek müthiş bir fikir. Tıpkı para
göstermek gibi, onlarla anladıkları dilden konuşmak ve mücadele
etmek için bu soruları sormak şart.
Bu soruların çok kişinin aklında olduğunu biliyorum ve
kimseye akıl verme niyetim yok. Sadece derli toplu olsun istedim.
Dikkat ederseniz, bu yazıda sadece medya emekçileri yok.
Çünkü biliyorum ki, hak ettiğimiz pek çok haber yapılıyor, ancak
sansürleniyor, yayınlanmıyor. Gördük, birçok medya emekçisi
sokaklarda bizimle birlikte gaz yedi. Bu yüzden tepkilerin
ve soruların onlara değil, yukarıdaki gruba yönelmesi
şart.
Ne diyor Gezi Direnişi'nin popüler sloganı? Bu daha başlangıç, mücadeleye devam.