Ey Akif Beki şerefin varsa yemin et!
Fatih Altaylı o iddia üzerine küplere bindi. Akif Beki'ye demediğini komadı...
GAZETECİLER.COM - Fatih
Altaylı ile Akif Beki fena kapıştı.
Altaylı dün TMSF döneminde Sabah'ın manşetine Akif Beki'nin müdahale girişimini yazmıştı.
İşte o yazı üzerine Akif Beki "Altaylı beni arar, görevden alınmamak için aracılık isterdi. Ben de görevden alınmasını engellerdim" deyince kızılca kıyamet koptu.
Fatih Altaylı bugün köşesinden zehir zemberek bir karşılık verdi.
Şunları yazdı:
"Ey Akif Beki, kutsal bildiğin bir şey var mı bilmiyorum ama eğer varsa onun üzerine yemin eder misin benim seni arayıp böyle bir şey istediğime dair. Üç paralık şerefin veya haysiyetin varsa onun üzerine yemin eder misin? "
SABAH'A EL KONDUĞU GÜN NELER YAŞANDI?
Fatih Altaylı yazısının devamında Sabah ve ATV'ye el konulduğu gün neler yaşandığı bir bir ifşa etti.
Anlattıkları şöyle:
"Gazeteye el koyulduğu gün, gazetenin sahibi ve üst yönetimi ile bir toplantı yaptık. Ben istifamı hazırladım. Daha sonra o zamanki TMSF Başkanı Ahmet Ertürk aradı.
-"Fatih Bey, yapılan işlemin editoryal tarafla bir ilgisi yok. Sizden ricamız gazetenin başında kalıp yönetmeye devam etmenizdir" dedi.
Ben buna Turgay Ciner'le birlikte karar vereceğimi söyledim.
Turgay Beyle konuştuk. O haklılığına ve olayın yargıdan döneceğine emindi.
-"Sen görevini sürdür. Nasılsa bir süre sonra burayı bize geri verecekler. Sen burada kalırsan gazete de fazla zarar görmemiş olur" dedi.
BAŞBAKAN RİCA ETTİ
Bu sözlerin ve yazı işlerindeki arkadaşlarımın da isteği üzerine görevde kaldım.
İki gün sonra Başbakan Erdoğan'la birlikte Suriye'ye, Halep'e gittik.
Fenerbahçe'nin oynayacağı bir dosluk maçı için. Yolda da Başbakan Erdoğan gazeteye hiçbir müdahale olmayacağını ve görevime devam etmemi rica etti.
ÖZDİL'İN YAZISINI ÇIKARTTIRDI
İSTİFA KARARI ALDIK
Daha sonra TMSF'nin atadığı Genç Parti kuruculuğundan gelme Yavuz Onursal medya grup başkanı sıfatıyla kendince müdahalelere ve bizim yaptığımız işleri TMSF yönetimine şikâyete başladı. Yılmaz Özdil'in bir yazısı Onursal'IN müdahalesiyle gazeteden çıkarıldı.
Bunun üzerine istifa kararı aldık.
Tam o sırada Zirve Yayınevi cinayetleri işlendi.
Mehmet Barlas geldi ve "Fatih istifaları birkaç gün erteleyelim. Bu konuyu da yazalım sonra bırakırız" dedi.
BEKİ İSTİFA ETMEMEMİ RİCA ETTİ
İstifanın eşiğinde olduğumuz duyulunca Akif Beki ile konuştuk.
İstifa etmememi rica etti. Ben de kendisine "Yavuz Onursal burada kalırsa ben kalmam. Yavuz'u alın ben kalayım" dedim. "Halledeceğiz" dedi.
Böyle bir şey yapmayacaklarını anladığım için de istifamı verdim.
O dönem yönetim kurulu başkanlığım yürüten Mehmet Akif Yaşin'e çıktım ve "Ben bırakıyorum" dedim.
Çok üzüldüğünü ama doğrusunun bu olduğunu söyledi. "Zaten sizden ciddi bir rahatsızlık duymaya başlamışlardı. Bırakmasaydınız bir süre sonra TMSF zaten sizi görevden alırdı" dedi.
Ertürk de hayatta Yasin de.
Canlı, yaşayan tanıklar.
Yalan söyleme Akif Beki kardeşim.
Ben hayatımda kimseden bir şey istemedim.
Senden mi isteyeceğim!
Altaylı dün TMSF döneminde Sabah'ın manşetine Akif Beki'nin müdahale girişimini yazmıştı.
İşte o yazı üzerine Akif Beki "Altaylı beni arar, görevden alınmamak için aracılık isterdi. Ben de görevden alınmasını engellerdim" deyince kızılca kıyamet koptu.
Fatih Altaylı bugün köşesinden zehir zemberek bir karşılık verdi.
Şunları yazdı:
"Ey Akif Beki, kutsal bildiğin bir şey var mı bilmiyorum ama eğer varsa onun üzerine yemin eder misin benim seni arayıp böyle bir şey istediğime dair. Üç paralık şerefin veya haysiyetin varsa onun üzerine yemin eder misin? "
SABAH'A EL KONDUĞU GÜN NELER YAŞANDI?
Fatih Altaylı yazısının devamında Sabah ve ATV'ye el konulduğu gün neler yaşandığı bir bir ifşa etti.
Anlattıkları şöyle:
"Gazeteye el koyulduğu gün, gazetenin sahibi ve üst yönetimi ile bir toplantı yaptık. Ben istifamı hazırladım. Daha sonra o zamanki TMSF Başkanı Ahmet Ertürk aradı.
-"Fatih Bey, yapılan işlemin editoryal tarafla bir ilgisi yok. Sizden ricamız gazetenin başında kalıp yönetmeye devam etmenizdir" dedi.
Ben buna Turgay Ciner'le birlikte karar vereceğimi söyledim.
Turgay Beyle konuştuk. O haklılığına ve olayın yargıdan döneceğine emindi.
-"Sen görevini sürdür. Nasılsa bir süre sonra burayı bize geri verecekler. Sen burada kalırsan gazete de fazla zarar görmemiş olur" dedi.
BAŞBAKAN RİCA ETTİ
Bu sözlerin ve yazı işlerindeki arkadaşlarımın da isteği üzerine görevde kaldım.
İki gün sonra Başbakan Erdoğan'la birlikte Suriye'ye, Halep'e gittik.
Fenerbahçe'nin oynayacağı bir dosluk maçı için. Yolda da Başbakan Erdoğan gazeteye hiçbir müdahale olmayacağını ve görevime devam etmemi rica etti.
ÖZDİL'İN YAZISINI ÇIKARTTIRDI
İSTİFA KARARI ALDIK
Daha sonra TMSF'nin atadığı Genç Parti kuruculuğundan gelme Yavuz Onursal medya grup başkanı sıfatıyla kendince müdahalelere ve bizim yaptığımız işleri TMSF yönetimine şikâyete başladı. Yılmaz Özdil'in bir yazısı Onursal'IN müdahalesiyle gazeteden çıkarıldı.
Bunun üzerine istifa kararı aldık.
Tam o sırada Zirve Yayınevi cinayetleri işlendi.
Mehmet Barlas geldi ve "Fatih istifaları birkaç gün erteleyelim. Bu konuyu da yazalım sonra bırakırız" dedi.
BEKİ İSTİFA ETMEMEMİ RİCA ETTİ
İstifanın eşiğinde olduğumuz duyulunca Akif Beki ile konuştuk.
İstifa etmememi rica etti. Ben de kendisine "Yavuz Onursal burada kalırsa ben kalmam. Yavuz'u alın ben kalayım" dedim. "Halledeceğiz" dedi.
Böyle bir şey yapmayacaklarını anladığım için de istifamı verdim.
O dönem yönetim kurulu başkanlığım yürüten Mehmet Akif Yaşin'e çıktım ve "Ben bırakıyorum" dedim.
Çok üzüldüğünü ama doğrusunun bu olduğunu söyledi. "Zaten sizden ciddi bir rahatsızlık duymaya başlamışlardı. Bırakmasaydınız bir süre sonra TMSF zaten sizi görevden alırdı" dedi.
Ertürk de hayatta Yasin de.
Canlı, yaşayan tanıklar.
Yalan söyleme Akif Beki kardeşim.
Ben hayatımda kimseden bir şey istemedim.
Senden mi isteyeceğim!