Ev partisine de sponsor olur mu?

Oluyormuş... Medya şimdi bunu tartışıyor. Habertürk'den Gülin Yırdımakın nefis bir polemik derlemiş...

AKŞAM Gazetesi yazarı Oray Eğin'in evinde verdiği yılbaşı partisine bir içki firmasının sponsor olduğu ortaya çıktı. Partideki içkilere bir firma sporsor olmuş... İşte bununla birlikte medyada "ev partisi sponsorluğu" tartışma konusu oldu.

Bir içki firması bir ev partisine neden sponsor olur? Bu durum gazetecilik ilkelerinin ihlali anlamına mı gelir yoksa ünlü insanları bir araya getiren organizasyonlarda firmaların da bulunmak istemesi normal midir?

Habertürk'den Gülin Yıldırımakın, "eve içki sponsoru" polemiğini medyanın tanınmış simalarına sordu. Davet sahibi polemiğe katılmak istemedi, konuya ilişkin farklı görüşler ise şöyle...

DOĞAN SATMIŞ: (eski ombudsman) (...)Hayatta bedava hiçbir şey olmaz. "Evde verilecek partiye karşılıksız sponsorluğu" hiç duymamıştım, bunu da öğrendik. Ancak şunu söyleyeyim ki, bu kesinlikle gazetecilik değildir. Ve yapılanların hepsi "örtülü rüşvettir".

NAZLI ILICAK: KONUYU gazetecilik etigi açısından değerlendirmek istemiyorum; çünkü işin içeriğini bilmiyorum. Oray Eğin'le konuşsam belki başka bir şey söyleyecek. Haber programlarına, dizilere de firmalar sponsor olabiliyor. Belki de ev partisine sponsorluk olayı şöyle olmuştur. Sponsor olan Oray Eğin'in bir arkadaşıydı ve o gece parti için 'içkiler benden' demiştir, işte bu yüzden konuyu gazetecilik etiği açısından değerlendirmekten kaçınıyorum.

AYŞE ÖZYILMAZEL: O partiye ünlü insanlar geldiği için firma da böyle bir hizmet vermiş.
Üstelik bu dillendirilmemiş. Bunun neresi etik değil anlamıyorum. Zaten Oray köşesinde içkinin markasını yazamaz, çizemez. Ne olacak ki! Bu konunun etikle hiçbir ilgisi yok, konuyu oralara çekmenin de hiç manası yok.

BETÜL MARDİN: BİR firma bir gazeteciye şöyle sponsor olur...  Gazeteciyi alır yurtdışına eğitime gönderir; doktorasını yaptırır ya da kitabını basar. Gazeteci de kitabının bir bölümünde 'şu firmanın katkılarıyla' der. Ama bir parti içki sponsorluğu başka. Bu reklam olmuş, halkla ilişkiler değil. Hele partiyi düzenleyen kişi 'firmanın içkisinden başka içki içmem' derse durum daha da başka bir hal alır.

UMUR TALU: Gazeteci 'el içkisi'yle keyif yaptı diye ille de kalemi sarhoş olmaz mış,
(...) Lakin, "etik" zaten şişede durduğu gibi durmuyor.
Mesele ille açık açık "içki" sübvansiyonu almak değil; asıl mesele, medyadaki yaygın "kadehinde zehir olsa ben içerim bana getir" durumu. Bu ille akçalı olmayabiliyor da; Ak'lı da olabilir, Tak şak'lı da. Ki biz bu sponsorlar için yapılana esasta propaganda, epeyce katiplik demeliyiz. Hepimiz demiyoruz; onlardan gelen her mezeyi yiyoruz. Medyada çok insanın sesi zaten kendi sesi değil. Sessizliği bile kendisinin değil. Lakin bir kısım da bizzat kendi kendisinin meşhur etme, şöhret koruma, gündemde tutma sponsoru. Kendi şöhretine hayran; kendi bardağına ayran!