Etyen Mahçupyan'dan AK Parti'ye uyarı: Erdoğan ve çevresi...
Bir dönem Başbakan Davutoğlu'nun başdanışmanlığını yapan Akşam Gazetesi yazarı Etyen Mahçupyan'dan AK Parti'ye seçimler öncesi uyarılar geldi.
Başbakan Davutoğlu'nun eski başdanışmanı
Etyen Mahçupyan yaptığı Urfa ziyaretinin ardından gözlemlerini
kaleme aldı. Mahçupyan 1 Kasım seçimleri öncesi AK Parti'ye dört
maddelik bir eleştiride bulundu.
Mahçupyan "Erdoğan ve
çevresinin siyasete ve atamalara aşırı müdahil olduğu algısının
hızla yayıldığına, seçim sürecinde yapılan mitinglerin ve
kullanılan söylemin geri teptiğine işaret ediliyor."
dedi.
İşte Mahçupyan'ın o
yazısından çarpıcı satırlar
Urfa’da gündemde olan asıl
eleştiriler doğrudan AKP’nin kendisiyle ve seçmenle olan
ilişkisiyle bağlantılıydı. Söz konusu değerlendirmeleri dört başlık
altında toparlamak mümkün…,
Birincisi AKP’nin
ideolojik/siyasi tutumuna ilişkin...
Partinin idealizmini ve dava
bilincini kaybettiği, hantal bir çözülmüşlük yaşadığı, özgürlük
yaratan kimliğinden uzaklaştığı, giderek üst sınıfı temsil ettiği
söyleniyor. Bu nedenlerle bölgede tabanın
kırgınlık-küskünlük-düşmanlık çizgisinde hareket ettiği, şu anda
kırgınlıkla küskünlük arasında durduğu gözlemi yapılıyor.
Dolayısıyla bölge halkı AKP’nin olumsuz nitelikteki söz ve
eylemlerine karşı daha duyarlı...
İkincisi liderlik/yönetim
alanında…
Erdoğan ve çevresinin siyasete ve
atamalara aşırı müdahil olduğu algısının hızla yayıldığına, seçim
sürecinde yapılan mitinglerin ve kullanılan söylemin geri teptiğine
işaret ediliyor. AKP ile toplum arasında kopuklukların oluştuğunun,
parti liderliğinin artık aynı heyecanı uyandırmadığının altı
çiziliyor. Hatta bizzat bazı AKP’liler kendi partilerinin klasik
İslamcılığın reflekslerine dönmesinden rahatsız olduklarını beyan
edebiliyorlar.
Üçüncü nokta teşkilata
ilişkin…
Partinin HDP ile mücadele etme
yeteneği göstermek bir yana, neredeyse rakip partinin işine gelen
bir tutum sergilediği, kendi çıkarı peşinde olan kişilerden
kurtulamadığı, İslami duyarlılığı olan gençleri bile kaybettiği
vurgulanıyor. Bunun bir yozlaşmayı ifade ettiği ve durdurulması
gerektiği ısrarla söyleniyor.
Dördüncüsü ise
milletvekili listelerine ilişkin…
Haziran seçimindeki listelerin
‘külliyen’ hatalı olduğu ortak bir kanaat… Milletvekili tercihinde
‘emeğe saygının’ gösterilmediği, tabanın istemediği kişilerin aday
olarak önerildiği ve bütün bunların sanki bilerek yapıldığı
izlenimi yaygın...
Kasım seçimine giderken AKP
liste meselesini büyük ölçüde halletmiş gözüküyor. Ama diğer
maddeler ciddi bir özeleştiri vaktinin çoktan gelmiş olduğunun
işareti.