Etyen Mahcupyan kaybetti çünkü...

Son dönem eleştirilerinin güncel politik alanda bir yansıması olmayınca tutarsızlığa düşüp kaybediyor...

GAZETECİLER.COM
Zaman yazarı Etyen Mahcupyan son dönem yazılarında yer yer güncel politikanın dışına çıkarak sosyolojik ve siyaset bilimi zemininde 'akademik' bir AKP okuması yapıyor.

'AKP'nin hayalindeki cumhuriyet demokrat bir zihniyete dayanmıyor, ama eski cumhuriyete nazaran apaçık biçimde daha demokratik...' diyen Mahcupyan, eski rejimi savunanların yapacağı eleştirilerin hükümsüz olduğunu Buna itirazımız yok. Ancak diğer yandan sol, liberal aydınların ve Kürt muhalefetinin eleştirilerine karşı Mahcupyan'ın aldığı karşıt tutumu da biliyoruz. Şimdiye dek bu çevrelerden gelen hemen her eleştiriyi köşesinde red ettiği onca yazı orta yerde duruyor. Haliye sormadan edemiyoruz. Vesayet döneminde de muhalif olan, rejimin gadrine uğrayan, muhafazakarlarla kıyaslanmayacak kadar büyük bedeller ödeyen çevrelerin eleştirileri ne olacak? Vesayetle ilgisi olmayan çevrelerin eleştirileri neden hükümsüz? Bunu hangi sosyolojik okumayla izah ediyor? Daha geride olanı değil, daha ileride olanı talep ederek bugünkü iktidara getirilen eleştirilerin yanında kendisini neden hiç göremiyoruz? AKP iktidarının demokratik bir perspektife sahip olmadığını kabül etmesine karşın neden aynı saikle dile getirilen eleştirilerin karşısına dikiliyor? İdeolojik düzeyde bu tespitleri yapan Zaman yazarı politik olarak bambaşka bir yerde duruyor. Kendi yazdıklarını tekzip eden bir siyasal tutum içinde ilginç bir resim veriyor.

Mahcupyan, vesayet merkezli eleştirilere karşı aldığı ilkesel tutumu vesayet dışındaki çevreler için de işletiyor. Demokratik olmadığını yazdığı bir iktidarı bu kadar kararlı bir tavırla savunarak eleştirisini de siyasal tercihini de değersizleştiriyor. Birbirinden uzun onca çözümlemeye karşın güncel ve politik alanın içinde "yandaş" olmaktan başka bir şey yapmıyor. Son dönem eleştirilerinin güncel politik alanda bir yansıması olmayınca tutarsızlığa düşüp kaybediyor...