Etyen Mahcupyan kaybetti çünkü...
Zaman yazarı, Hrant Dink davasına getirdiği yorumla sahiden kaybetti...
GAZETECİLER.COM
Hrant Dink davasında çıkan skandal karara dönük medyadan yükselen tepkiler içinde günün en belki de en şaşırtıcı olanı Etyen Mahcupyan'dan geldi. İMC Televizyonu'nda mahkemenin kararını yorumlayan Zaman yazarı 'PKK olmasa AK Parti Dink cinayetini çözerdi' dedi. Sebebini ise şöyle izah etti:
"Kürt meselesi olmasa veya çözüm yolunda olsa AKP daha iyi işler yapardı. PKK ve Kürt meselesi olmasaydı Hrant Dink davasında daha cesur karar verirdi. AKP, PKK'ya güvenmediği için onu zayıflatarak çözüme gitmek istedi, bu yüzden de asker ve polise güvendi."
Hükümete destek veren sağ-sol liberal yazarların anlamakta güçlük çektiğimiz bir deterjan misyonu var sanki. Etyen Mahcupyan bütün çamaşırları yıkayıp hiç leke bırakmayan bu misyonun formda isimlerinden biri olarak çarpıcı bir örneğe daha imza attı.
Mahçupyan'ın Hrant Dink davasındaki karara karşı medyaya düşen ilk refleksinde eleştiri değil 'izah etme' çabası öne çıkıyor. Bu çabanın kendisi de getirilen izah da Mahçupyan'ı sorgulama konusu yapıyor. Mahçupyan'ın vesayet dönemi olarak tanımladığı 90'lı yıllarda Hürriyet yazarları da aynı temayı işleyip durdu. Ertuğrul Özkök'ün ya da Oktay Ekşi'nin ülkedeki herhangi bir anti demokratik olay karşısında siyasi iradeyi aklamak adına PKK'yı gerekçe gösterip itidal ve sağduyu çağrısı yaptığı yazıları hatırlayalım lütfen...
Bunları iktidarın dayandığı siyasi gelenekle köklü bir kader ortaklığı içinde olan isimler söyleseydi eleştirimizi yapar geçeriz ama Etyen Mahcupyan söyleyince ne diyelim bilemedik... Zaman yazarı, Hrant Dink davasına getirdiği yorumla sahiden kaybetti...
Hrant Dink davasında çıkan skandal karara dönük medyadan yükselen tepkiler içinde günün en belki de en şaşırtıcı olanı Etyen Mahcupyan'dan geldi. İMC Televizyonu'nda mahkemenin kararını yorumlayan Zaman yazarı 'PKK olmasa AK Parti Dink cinayetini çözerdi' dedi. Sebebini ise şöyle izah etti:
"Kürt meselesi olmasa veya çözüm yolunda olsa AKP daha iyi işler yapardı. PKK ve Kürt meselesi olmasaydı Hrant Dink davasında daha cesur karar verirdi. AKP, PKK'ya güvenmediği için onu zayıflatarak çözüme gitmek istedi, bu yüzden de asker ve polise güvendi."
Hükümete destek veren sağ-sol liberal yazarların anlamakta güçlük çektiğimiz bir deterjan misyonu var sanki. Etyen Mahcupyan bütün çamaşırları yıkayıp hiç leke bırakmayan bu misyonun formda isimlerinden biri olarak çarpıcı bir örneğe daha imza attı.
Mahçupyan'ın Hrant Dink davasındaki karara karşı medyaya düşen ilk refleksinde eleştiri değil 'izah etme' çabası öne çıkıyor. Bu çabanın kendisi de getirilen izah da Mahçupyan'ı sorgulama konusu yapıyor. Mahçupyan'ın vesayet dönemi olarak tanımladığı 90'lı yıllarda Hürriyet yazarları da aynı temayı işleyip durdu. Ertuğrul Özkök'ün ya da Oktay Ekşi'nin ülkedeki herhangi bir anti demokratik olay karşısında siyasi iradeyi aklamak adına PKK'yı gerekçe gösterip itidal ve sağduyu çağrısı yaptığı yazıları hatırlayalım lütfen...
Bunları iktidarın dayandığı siyasi gelenekle köklü bir kader ortaklığı içinde olan isimler söyleseydi eleştirimizi yapar geçeriz ama Etyen Mahcupyan söyleyince ne diyelim bilemedik... Zaman yazarı, Hrant Dink davasına getirdiği yorumla sahiden kaybetti...