Ethem Sancak gözünü TÜSİAD'a dikti!
Medya dünyasından çekilen Ethem Sancak, yeni planlarını ve geçmişteki deneyimlerini anlattı. İlk hedefi ise TÜSİAD..
KAMUOYU ONU STAR VE KANAL 24 İLE TANIYOR
Ethem Sancak, Türkiye'deki ilaç sektöründe önemli bir pazar payına sahip Hedef Alliance'ın sahibi. Kamuoyunun büyük bölümü ise onun adını Star gazetesini satın alması ve 24 TV'yi kurmasının ardından duydu. Ekim 2010'da medyadan çekilen Sancak'la, o süreçteki medya patronluğunu, yaşadığı ideolojik dönüşümü, dostu olarak gördüğü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la ilişkisini ve bir sermayedar olarak durduğu anlattı.
İşte Türkiye Gazetesi'nden Fatih Vural'ın yaptığı o röportajdan çarpıcı bölümler:
İSLAM TARİHİNİ OKUDUKÇA GERÇEĞİMİZİ BULDUM
İş adamı Ethem Sancak, 20 yıldır yaşamakta olduğu ideolojik değişimi, iş dünyasını ve medya serüvenini anlattı. Ethem Sancak,"Sosyalizmin çöküşü ile birlikte İslamiyeti incelemeye başladım. İslam tarihini okudukça, kendi gerçeğimizi bulduğumu anladım. 40 yıldır bir boşluk içinde yaşamışız. Artık bundan sonra hayırlı işler yapmaya çalışıyorum" diyor...
TÜSİAD'DAN İSTİFA ET DİYE BASKI YAPTILAR
- Demokratikleşme Raporu sırasında nasıl bir hava
gözlemlediniz?
- Tam demokratikleşme için askeri vesayetin, sivil siyaset
üzerindeki etkinliğinin kırılmasını öngören bir rapordu, o. TÜSİAD
cesaret edip bunu dillendiremezdi. Yıllarca darbelerle iyi
geçinmiş, yol açtığı sonuçlardan yararlanmış insanların oluşturduğu
bir yapının "Askeri vesayete son" gibi radikal bir çıkışa sahip
olması düşünülemezdi. TÜSİAD o dönüşüme hazır değildi ve raporu
reddetti. Ben Arzuhan Yalçındağ'ın ilk döneminde 2 sene TÜSİAD'da
görev yaptım. Yüksek sesle konuştuğum için, ikinci 2 yılda tek
değiştirilen üye bendim. Söylediler de bana "İstifa et" diye. "Ben
istifa etmem" dedim.
- Nerede çatışma çıkıyordu?
- Bir sürü yerde! Hükümetle ilişkilerde, ülkenin demokratikleşme probleminin tartışılmasında, başkanlık sisteminde, Kürt meselesinde...
ÖNCELERİ BAŞBAKAN'A DÜŞMAN OLANLAR ŞİMDİ ONA BENDEN DAHA YAKIN
- Başbakana yakın olmanızın bedeli olarak gördünüz mü bu
dışlanmayı?
- Öyle yorumlanabilir. Ama şimdi çoğu, Başbakana benden daha yakın!
İçinde bulunduğum için bilirim TÜSİAD'ı. Hep eleştirirler ya
Parlamento'yu, "Lider sultası var" diye. Esas lider
sultası,TÜSİAD'dadır. Her şeye eski başkanlardan oluşan Konsey
karar verir. Yönetim Kurulu'nu da Konsey belirler, üyeler
belirlemez! Bunu da demokrasiyle bağdaştırırlar. O listelerin
TÜSİAD tarihinde delindiği görülmemiştir. İşin enteresan tarafı,
başkan da kendi yönetim kurulunu belirlemiyor. O da dayatılıyor,
"Sen gel, bu gruba başkanlık et" diye. Ben iki yıl boyunca,
başkanlık sistemini savunduğum için TÜSİAD yönetimiyle kavgalar
verdim! Onlarsa bunu Latin Amerika diktatörlüğü olarak
görüyorlardı. Şimdi sorsan, çoğu hidayete erdi ve "Başkanım" demeye
başladı bile!
- Size göre başkanlık sistemine dair düşüncelerinde
neden çark ettiler?
- Ayak oyunuyla, Tayyip Erdoğan'dan kurtulamayacaklarını da
anladılar. Güvendikleri ordu, yargı, basın gibi vesayet
kurumlarının da Parlamento'ya güçlerinin yetmediğini anladılar.
(...) 2000 yılında milli gelirimiz neydi? 200 milyar dolar. Son 10
yıllık demokrasi denemelerinin sonucunda 1 trilyon dolara yanaştı.
O 200 milyar doların 150 milyar dolarına da 10 aile hükmediyordu.
Bu 10 ailenin pazar içindeki görece oranları yüzde 80'lerden yüzde
20'lere düştü. Sermayenin kontrolü, elitlerin elinden çıktı. Daha
düne kadar TÜSİAD'a üye olmanız için yazılmış şartlar dışında başka
şartlar da vardı.
- Neydi o şartlar?
- Eğer şarap içmiyor idiyseniz, eğer namaz kılıyor idiyseniz...
- Peki sizi nasıl üye yaptılar?
- Ben onlardan geliyordum. 2000 yılına kadar onların sofralarının
en önemli adamıydım ben! Marksist bir gelenekten gelmenin yanı sıra
o zaman içki de içiyordum, Kemalist'tim.
"STAR'I HÜKÜMETE DESTEK İÇİN ALDIK"
- Ethem Sancak'ın değişimi ne zaman
başladı?
- O bir süreç. Ama Rusya'da sosyalizmin çöküşü, Çin'deki
despotikleşme ile beraber şüpheler başladı ve İslam'ı incelemeye
başladım. Ağırlıklı olarak son 20 yıldır İslam tarihini okuyorum.
Sosyalizmin ütopikliği yönünde kafam karıştıkça, kendi gerçeğimize
dönmeye başladım.
- Tayyip Bey'le tanışmanız?
- 2001 yılında, Siirt seçimleri dolayısıyla tanıştık. Kendimce
aradığım bir adam vardı. Ama şunu da biliyorum: 100 yılda bir
Türkiye'ye büyük bir adam geliyor. Tayyip Bey'i tanıdıkça, bu
dönemde de onun çıktığına inanmaya başladım. Karakter yapısını,
derinliğini algıladıkça o emareleri görmeye başladım. Ben onu
arkadaşım olarak görüyorum.
- Star'ı bu sebeple mi aldınız?
- Tayyip Bey köşeye sıkıştırılmıştı, parti kapatma davaları, 367
kararı vs. Basın tek sesli, onu boğmaya çalışıyor. Hasan Doğan'la
"Onun için ne yapabiliriz?" diye konuştuk. Dedik ki, "Basın
alanında tek sesliliği kıralım."
- Tayyip Bey'e danıştınız mı?
- Danışmaya gerek yoktu ki! TMSF'de satılıyordu Star. 8.5 milyon dolara aldık. Sonra TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, "Arkadaşları aldı" demesinler diye, fiyatı 10 milyon dolara çekti. Çok zarar ettik tabii. Sonra Star'ı büyüttük. Gazetenin yetmediğini anladık. İtibarsızlaşmış da bir gazeteydi. 24 televizyonunu kurduk. Ben tamamen ideallerim için, ona daha iyi hizmet edebilmek için girmiştim o işe.
İLK 20 ZENGİNDEN BİRİYDİM ŞİMDİ SON 20'DEYİM!
- Neden sattınız peki?
- E bitti görevim. Zaman zaman gazeteciler soruyorlar, "Tayyip
Erdoğan'la yakın olmak ne gibi bir ikbal getirdi?" Yahu ne ikbal
getirecek? Ben onunla tanışmadan önce Forbes dergisinde ilk
20'deydim. Şimdi son 20'ye düştüm.
- Neden düştünüz?
- Ona zarar gelmesin diye devletle hiçbir ihaleye girmiyorum.
- Tayyip Bey'den bugüne kadar bir şey istediniz
mi?
- Hayır. Öyle bir ilişki yok aramızda. Ha bana, "Sen para kazanan
bir iş adamısın. Çevrene ve ülkene yardım et. Cami, okul, hastane
yap. Öldüğün zaman bir şey götürmeyeceksin" diyor. Haklı! 40 yıl
isyan etmişiz Allah'a! Şimdi kalmış önümüzde 10-15 yıl, hiç olmazsa
bunu iyi değerlendirelim ki öbür tarafa sermaye olsun.
- Neden TÜSİAD'a üye oldunuz?
- Ben büyümüştüm. Türkiye'nin 17. büyük şirketiydim. Beni oraya
Bülent Eczacıbaşı önerdi. Arzuhan Yalçındağ seçilirken, Ferit
Şahenk aradı beni. Arzuhan'ın kocasını da çok severim. "Arzuhan'ı
yalnız bırakmayın" dedi, biz de Ferit'le birlikte yönetimde yer
aldık. Ama benim sivri dilime dayanamayıp, iki yıl sonra dışarı
çıkardılar. 2015 yılında Allah izin verirse, Konsey'in adayına
karşı olarak üyelerin adayı olarak çıkacağım, TÜSİAD'da.
- Nasıl yani?
- TÜSİAD'ın üyelerinin özgür iradesini sınayacağım. Bülent, "Sen
aday olursan zaten seni aday olarak gösteririz" diyor. Ben de, "Ben
sizin adayınız olarak çıkmam" diyorum. TÜSİAD'ı test edeceğim.
Bakalım üyeler, Konsey'in dayattığı yönetim anlayışından memnunlar
mı değiller mi?