Esra Harmanda'nın ekran sohbetleri sizi bekliyor!
Televizyon ekranlarında yaptığı söyleşiler ile tanınan Esra Harmanda sizleri sohbete davet ediyor!
"Esra Harmanda ile Hadi Konuşalım" programından süzülen söyleşilerden oluşan kitapta birbirinden seçkin 18 isme sorulmuş özel soruların özel cevaplarını var. Ve onların acılarını, sevinçlerini, bulundukları yere nasıl geldiklerini, kamera arkasında yaşadıklarını ve ekranda kırdıkları potları kimi zaman tebessümle kimi zaman da şaşkınlık içinde okurken, hem onları daha yakından tanıyacak hem de televizyon dünyasının bilmediğiniz yönlerini keşfedeceksiniz.
İşte söyleşilerden öne çıkanlar:
Aziz Üstel: Sokakta kan gövdeyi götürürken TRT bir barış
alanıydı.
Banu Güven: Bir centilmenlik anlaşması vardı, gruplar
birbirlerinden gazeteci almazlardı.
Burcu Esmersoy: Sizi beğenmeyen, beğenmese de niye izlediği
belli olmayan insanlarla savaşmak zorunda
kalıyorsunuz.
Bünyamin Sürmeli: Sadece düğün telaşında olanlar değil ki, klip
çekenler, hatta twitter'dan ayakkabı seçimi yapacaklar bile
yazıyor.
Enver Aysever: Her aydın, her düşünür siyasetin içinde
olmalıdır, herkesin boynunun borcudur.
Ertem Şener: Ne diyor Tebrizli Şems, Mevlana'ya? Allah insanın
kalbindedir, etrafa baktığın zaman göremezsin.
Fatih Portakal: Ben İstanbul'dan hep korkmuşumdur. Neden?
İstanbul büyük bir şehir, Bizans oyunları vardır.
Güntekin Onay: İnsanların duymak istediklerini söylemek değildi
yorumculuk, düşüncelerinizi söylemekti.
İrfan Değirmenci: Herkes izlenmek, sesini duyurmak için bu
işi yapıyor.
Korcan Karar: İyi haber, iyi fotoğraf muhakkak değerlendirilir.
Melih Gümüşbıcak: Biz erkekler çocuk ruhluyuz.
Mirgün Cabas: O, "tanrı sunucular"ın ortadan kalktığı bir
dönemdeyiz.
Nevşin Mengü: Sen kimin çocuğu, neyin nesi olursan ol
yaptığın haber kötüyse, yaptığın program kötüyse
kaldırılıyor.
Oğuz Haksever: Öyle bir meslek ki insanların ne öğrenmesi ne
bilmesi gerektiğine siz karar veriyorsunuz.
Oylum Talu: Torpille geldiğiniz zaman düşüşü çok ağır
olabilir.
Özge Uzun: Balatayı sıyırmış bu sunucu, bakın ne yapmış?
Şirin Payzın: Konuşan papağan, maymun haberi yapılıyordu, o
da bir habercilik sayılıyordu.
Yekta Kopan: Televizyon yıldızlar, yıldızcıklar çıkarır; anında
yaratır, anında yok eder.