Esayan'a göre 'Ahmet Hakan'a saldırıda her şey çok ustaca hazırlanmış!'
Ama bu iki hadisenin, bir provokasyon, bunu haberleştiren, yayan kesimlerin, önyargılı, madalyonun tek tarafına odaklanan tercihlerinin de kasıtlı olduğunu görmemek ahmaklık olur.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'a yönelik saldırıyı ve Güneydoğu'da
Hacı Lokman Birlik'in sürüklenen cesedinin görüntüleri aynı yazıda
beraber yorumlayan Yeni Şafak yazarı Markar Esayan, Her şey
çok ustaca hazırlanmış gözüküyor başlığını verdiği
yazısında bir yandan saldırıları kınadı, diğer yandan da ilginç bir
yorum yaptı.
Esayan'a göre "bu iki hadisenin, bir provokasyon, bunu
haberleştiren, yayan kesimlerin, önyargılı, madalyonun tek tarafına
odaklanan tercihlerinin de kasıtlı olduğunu görmemek ahmaklık
olur."
İşte Markar Esayan'ın yazısından dikkat çeken bir bölüm:
Hükümetle, ama özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan'la arası
iyi olmayan, hatta ondan kurtulmak için düne kadar elinden çok
çekmiş olan Kürtlerin sözde temsilcisi bir partinin gönüllü seçim
kampanyasını üstlenen gazetenin yazarı saldırıya
uğruyor.
Menfur bir saldırı bu. Planlı. Pespayece.
Saldırganlar, ne hikmetse hemen yakalanıyorlar.
Eski özel harekatçı polislerden oluşan bir grup. Bunlardan birinin,
“emekli bir polisin 100 bin TL karşılığında kendilerini
azmettirdiğini ve işin içinde Emniyet'in, MİT'in ve Reis'in
olduğunu söylediği” basına sızıyor.
Demirtaş kendisine saz çaldıran Ahmet Hakan'a geçmiş olsun
ziyaretinde basına özgürlük nutukları çekiyor. Yasin
Börü'nün ölüm yıldönümünde. Çağrısıyla 53 Kürt vatandaşın
öldürülüğü 6-8 Ekim'in yıldönümünde...
28 Şubat'ta olsaydı, bu provokasyonun tutmaması mümkün değildi.
1960'larda ise bankoydu. Menderes darbeye kurban gitmeden önce,
aynı gazeteler solcu öğrencilerin Demokrat Parti iktidarı
tarafından öldürülüp, kıyma makinesinden geçirilip, sonra da
yapılan yolların altına betonlandığını yazıyorlardı.
Şaka değil. Oldu bunlar.
28 Şubat'ta, Kudüs Gecesi düzenleyen belediye başkanına gözdağı
vermek ama aslında ortamı darbelendirmek için Sincan'da tanklar
yürütülmüştü.
Ama gazetenin biri tankları kaçırdığı için fotoğraf alamamış,
tanklar rica üzerine tekrar ilçenin içinden geçirilmişti.
Böyle pespayelikler, ortalık boş olduğu için iş görüyor,
kamuoyu kandırılıyor, ülke darbeye hazır hale
getiriliyordu.
Saldırganlardan birisi, 100 bin TL karşılığında MİT ve Reis'in
kendisini azmettirdiğini söylemesi, sizce de fazlaca kötü bir
prodüksiyon değil mi?
Reis lakabının kimi işaret ettiğini, MİT'e neden
saldırıldığını, paralelin bu iki isimden hiç hazzetmediğini,
seçimlere de çok az kaldığını bilirken hem de...
Hasan Cemaller, Murat Belgeler ve türlü paşa torunu jiletçi
aydınların bu kadar arsızca bu olaya yüklenmesi sizce de çok
acemice değil mi?
Hasan Cemal soruyor, “Ahmet Hakan'a saldırı yeni bir
Ergenekon, Susurluk ve derin devletin işareti olabilir
miymiş.”
Güneydoğu'da Hacı Lokman Birlik'in sürüklenen cesedinin
görüntüleri de anında New York Times'dan Robert Mackey gibi
yazarların dikkatini çekiveriyor.
Bu tesbitler veya gerçekler, Ahmet Hakan'a yapılan saldırının veya
bir cesedin yollarda sürüklenmesinin özürü olamaz.
Her ikisi de iğrenç, kabul edilemez olaylardır. Kınıyoruz.
Devletin ve bizlerin görevi bu işin peşini bırakmamak ve
sorumluları bulmak, cezalandırmaktır.
Ama bu iki hadisenin, bir provokasyon, bunu haberleştiren,
yayan kesimlerin, önyargılı, madalyonun tek tarafına odaklanan
tercihlerinin de kasıtlı olduğunu görmemek ahmaklık
olur.