Ertürk Doğan Grubu'na yönetici olacak mı?
Eski başkan Ahmet Ertürk, TMSF'nin başında bulunduğu günlerde verdiği zor kararları Teke Tek programında Fatih Altaylı'ya anlattı.
Eski başkan Ahmet Ertürk, TMSF'nin başında bulunduğu
günlerde verdiği zor kararları Teke Tek programında Fatih
Altaylı'ya anlattı.
Kendi ceplerine para giriyormuş gibi sevindiklerini belirten
Ertürk, "En çok mutlu olduğumuz ihale Telsim ihalesi oldu" dedi.
Altaylı'nın, "Bir ara Doğan Grubu'na yönetici olacağınız ya da
siyasete gireceğiniz konuşuldu. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?" sorusu
üzerine Ertürk, "Ne yapacağıma henüz karar vermedim. Ben mevcut
siyasi formata uymuyorum" diye konuştu.
TMSF eski Başkanı Ahmet Ertürk,
bizim için "Bu TMSF'cilere şaşırıyorum sanki kendi ceplerine para
giriyor gibi seviniyorlar" yazmışlardı, hakikaten öyle sevindik
bazı ihalelerde. En çok mutlu olduğumuz ihale Telsim ihalesi oldu.
Türkiye ölçeğinde en büyüğüydü. Türkiye'ye toplamda 6-7 milyar
dolar para geldi ve doğrudan dışarıdan geldi" dedi. Ertürk
ihalelerle ilgili "Televizyonun başında heyecanla bekliyorduk,
oradaki açık ihale nereye gidecek, çok mutlu olduğumuz, havalara
fırladığımız anlar yaşadık" dedi.
[photos]
MEDYA KURULUŞLARINDA ÇİZGİYE HİÇ DOKUNMADIK
TMSF eski Başkanı Ahmet Ertürk, Altaylı'nın "Medya
kuruluşlarına el koyduktan sonra buradaki tercihleriniz neden hep
aynı oldu?" sorusuna "Aynı oldu tarafına katılmıyorum, genelde
oradaki yapılara çok müdahale etmemeyi tercih ettik. Orada her bir
basın grubunun çizgisi var, o çizgiye müdahale etmemek temel tercih
oldu. Yayın çizgisi zaten oluşmuş o güne kadar Sabah Gazetesi'nin.
Orada bu yayın çizgisi aynı zamanda piyasada ihtiyaca hitap eden
bir çizgi. Ama daha sonra olan bazı transferler oldu, bazı yeni
yazarlar geldi, bunlar tabii ki normal ticari kurallar içinde
yapılan tasarruflardı. Bunlarla ilgili de incelemeler yapıldı.
Kamunun devletin parasıyla transfer parası ödüyorsunuz' iddiası
yanlış." şeklinde cevap verdi.
MEDYAYA KEŞKE HİÇ
GİRMESEYDİK
Ertürk, "Medya keşke girmeseydik dediğim bir sektör. Çünkü bazı
kişiler gözünde daha önce yaptıklarımızın bütün olumlu tarafları
siliniyor. Herhangi bir transfer söz konusu olduğunda hakkımızda
yanlış iddialar ortaya atılıyor" dedi. Ertürk, "Ekonomik şartları
görünce gazetecilere sempatim arttı. Yöneticiler için de iş riski
başka hiçbir sektörde olmayacak kadar yüksek" şeklinde konuştu.
SİYASETE GİRİYOR
MU?
Ertürk, Altaylı'nın "Görevinizin bitiminde hiçbir siyasiden
teşekkür aldınız mı?" sorusuna "Bana hiç tanımadığım insanlar
teşekkür ediyor bu bana yetiyor" diye cevap verdi.
Altaylı'nın, "Bir ara Doğan Grubu'na yönetici olacağınız ya da
siyasete gireceğiniz konuşuldu. Ne yapmayı düşünüyorsunuz?" sorusu
üzerine "Ne yapacağıma henüz karar vermedim. Bazı spekülasyonlar
oluyordu. Bir kısmı da yıpratmak için dezenformasyon taktiği olarak
yapıldı. Ben mevcut siyasi formata uymuyorum" dedi. Ertürk,
Altaylı'nın "Bürokrasi mümkün mü?" sorusuna "Şu anda henüz
netleşmeyen bir durum var" cevabını verdi.
HIRSLAŞMA SÖZ KONUSU
DEĞİL
Ertürk, Altaylı'nın "Bazı bankalara daha hoşgörülü davranıldı mı?
Kişisel bir hırslaşma söz konusu oldu mu? Mesela Halis Toprak'ı
sevmedim gibi" sorusuna "Kapıştıklarımıza dikkat ederseniz,
kapıştıklarımız belli bir karaktere sahip insanlar, herkesin
üzerinde ortak bir olumlu imaj beslediği ama buna rağmen bizim
kapıştığımız banka sahibi yoktur. Hatta şunu söyleyeyim bu işte
mağdur oldu, bu duruma düştü gibi ortak bir izlenim beslenilen
insanlarla biz işimizi çabucak çözdük" şeklinde cevap verdi.
EN BÜYÜK ÜZÜNTÜM İHLAS
FİNANS
"Şu anda Türkiye'de bankacılığın yaşadığı depremde mağdur olan,
hakkını alamayan, bankalara mevduat yatıran ama parasını tahsil
edemeyen kimse yok" diyen Ertürk, "Çaresizliğin getirildiği en
büyük üzüntüyü yaşadığım İhlas Finans'ın durumudur. İhlas Finans
bir finans kuruluşu adı üstünde, ama o dönemin mevzuatı belki öyle
gerektiriyordu onu bir bankanın değil, herhangi bir şirketin
tasfiyesi gibi muamele yaptım. Finansın o zamana gelmesinin
sorumluları aynı zamanda tasfiye ile görevlendirildi. Gelen
şikâyetlerden anlaşılıyor ki hala alacağını alamayanlar var"
şeklinde konuştu.
NAZLI ILICAK BASKISI OLDU
MU?
İzleyicilerden gelen, "Nazlı Ilıcak'ın Sabah Gazetesi'ne yazar
yapılması için baskı yapıldı mı?" sorusuna Fatih Altaylı cevap
vererek "Ahmet Ertürk bana 'Nazlı Ilıcak Sabah'ta yazmayı
düşünüyor' demişti, ben ayrılıncaya kadar Nazlı Ilıcak Sabah
Gazetesi'nde yazmadı, ben ayrıldıktan bir süre sonra yazmaya
başladı. TMSF baskı yapmadı, Ahmet Bey sadece 'Düşünür müsünüz?'
diye sordu. Ben de düşünmediğimi söyledim" dedi.
5020 DÖNÜM NOKTASI
OLDU
Ahmet Ertürk, 2003'te TMSF'nin 5020'özerkleşmesini Hükümet siyasi
otoriteyle işimiz çoktu, bu işi tasfiye etme, tasfiyenin hukuki
çerçevesi yasalarla çok ilişkisi, ikincisi bu işle uğraşacak
kurumların yapılanması çok önemli. Kritik bir tercih yapıldı orada.
Bddk'nın altından çıkarmasım bir yasayla 5020 sayılı yasayla 2003
yılı sonlarında düzenlendi. Burada bir siyasi tercih yapıldı ve bu
tercih daha sonraki beraber başladık. Yasalar yapıldı, TMSF
bağımsız bir kuruluş oldu, bizler yerleştirildik, yapılan yapıldı.
TMSF kendisine verilen yetkileri etkin kullanması lazımdı. Bizim
marifetimiz şu, Türkiye'de kanun yaparak sorun çözülmüyor. Özerk
kurumlar siyasetin de avantajıdır. Bizle ilgili şu anda Başbakanlık
Teftiş Kurulu tarafından çok sayıda soruşturma konusu var, büyük
bölümü Toprak ile ilgili. Siyasi otorite özerk bir kurum olduğumuz
için bunun denetimi var" şeklinde konuştu.