Ertuğrul Özkök'ü yakalım!..

Hollywood filmlerinde bol miktarda çekilen o sahnelerden birini... Ellerinde mızraklar, yüzleri gözleri boyalı yamyamlar...

ADNAN BERK OKAN

Gözlerinizi kapatın...
Halen çağı yakalayamamış bir kabile getirin gözlerinizin önüne...
Hani eski Hollywood filmlerinde bol miktarda çekilen o sahnelerden birini...
Ellerinde mızraklar, yüzleri gözleri boyalı yamyamlar...
Ateş dansı yaparak ellerindeki mızrakları tepesinde Totem olan direğe bağlanmış, takım elbiseli ve hatta papyon kravat takmış orta yaşta bir adama fırlatıyorlar...
Kamera biraz daha yaklaştığında direğe bağlı adamı tanıyoruz...
Bu adam Hürriyet'in kıdemli genel yayın yönetmeni ve "gizli" başyazarı Ertuğrul Özkök...

Yüzleri gözleri ne kadar boyalı olsa da yakın plân çekim yapıldığında ellerindeki mızrakları atan yamyamların da hepsini daha önce defalarca gördüğümüzü anlıyoruz...
Nerede mi?..
Elbette medyamızda...
Hepsi, gazetelerimizde köşe kapmış yazarlar veya TV'de ekran işgal etmiş moderatör(!)ler...
Bunların kimisi fikir ve ifade özgürlüğü konusunda attıkları zaman mangalda kül bırakmayan ama "Liberalizm delikanlıyı bozar" diyen Liberal felsefe düşmanı Demokratlar...
Kimisiyse cukkacı ümmetçiler!..
Kimisi de "insan kanı içmeyi" milliyetçilik zannedenler...

"Hem herşeyi tartışalım" diyecek kadar özgürlük yanlısı görünürler...
Ama hem de Özkök'ün bir fikir cimnastiğinden ibaret "Türklerle Kürtler birlikte yaşamak zorunda mıdır?" önermesini tartışmaktan korkarlar...
Ayşenur Arslan, Özkök
'ün bu önermesine sert ve zalim çıkış yapanlara ne güzel cevap veriyor:

"Bunları konuşalım, çünkü bunlar konuşuluyor. Anlamak iyidir diye konuşmakta fayda var. Ben kendi adıma hangi gerekçe ile olursa olsun, ver kurtulcu, ayrılıkçı değilim. Ama konuşmayı savunuyorum..." 

Sevgili dostlar!..
Sıradan bir sorudan ve cevabından bile bu kadar korkan bu sözde demokrat; özde Faşist kafalar hangi hakla "Demokratım" diyebiliyor?..
"Laik Sistemi tartışmalıyız" diyen ve demokratlığından şüphe etmediğim bazı dostlara "Vay seni şeriatçı seni!" diye saldıran "Cumhuriyet yobazı" ile "Türklerle Kürtler birlikte yaşamak zorunda mıdır?" sorusunu soran birine kırmızı görmüş boğa gibi saldıran "Milliyetçi Demokrat(!)" arasında ne fark var yahu?..
İnsaf ulen insaf!..


Ertuğrul'u savunmak zorunda kalmanın acısı!..

Şu Ertuğrul ÖzkökHürriyet'in başında ve en güçlü olduğu dönemde en çok eleştirenlerin başında geliyorum...
Ama sadece eleştiriyordum...
Saldırmıyordum...
Canını yakmıyordum...
Ama bu (sözde) Liberal Demokrat özde Dinci Faşistler Özkök'ü linç etmeye kararlı görünüyorlar...

Hey baylar!..
Hey efendiler!..
Ne oldu da bu adama bu kadar acımasızca hücum ediyorsunuz?..
Ne o ellerinizdeki uçları zehirli mızraklar?..
Kim verdi onları size?..
Kim bağlattı o adamı direğe?..
Neden gözleriniz kan çanağına döndü?..
O adamı öldürürseniz Türkiye'de terör bitecek mi?..
Türkiye bir ve bütün mü kalacak?..
"Ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlük" dediğiniz o kutsal beraberlik büyük bir aşk ve şevkle devam mı edecek?..
O adamın cesedi Türklerin Kürtleri, Kürtlerin Türkleri daha çok sevmelerini mi sağlayacak?..
Dağdaki "Eşkıya" vicdana gelip hidayete erecek ve silâh bırakıp sizin şefkatli kollarınıza mı koşacak?..
Hadiyin oradan be!...
Üç kâğıtçılar...
Not: her şey aklıma gelirdi de Ertuğrul'u ve hem de bugünkü şartlarda savunacağım aklıma gelmezdi...
"Kader" böyle bir şey mi acaba?..

adnanberkokan@gmail.com