Ertuğrul Özkök'ü hedef gösteren sivil-celi...

İki gün önce Akşam ve Güneş gazetelerinde yayımlanan ve bir yazarı, bir gazete eski yöneticisini; yani Ertuğrul Özkök’ü “hedef gösteren” bir “paralı ilân”dan çıkardım…

ADNAN BERK OKAN

Sivil’ce Platformu gösterdi ki Ekrem Dumanlı abartılı olsa da kuşkulanmakta haklı…

geldiği iktidardan asla sandıkla gitmeyecek…

Nereden mi çıkardım?..

Çok basit ve çok taze…

İki gün önce Akşam ve Güneş gazetelerinde yayımlanan ve bir yazarı, bir gazete eski yöneticisini; yani Ertuğrul Özkök’ü “hedef gösteren” bir “paralı ilân”dan çıkardım…

Çünkü…

Bir köşe yazarını “HEDEF” göstermek için “paralı ilân” vermenin dünyada örneği yok…

Demokrasilerde yazarlar her türlü inanç ve ifade özgürlüklerini kullanır…

Dileyen de köşesinde verir karşı cevabını…

Ya da o yazarın yazılarını okumaz…

Okursa da güler geçer…

Yok, eğer yazıda şahsına veya kurumuna “hakaret” olduğunu düşünüyorsa; o zaman da gideceği yer savcılık ya da hukuk mahkemeleridir…

 

Ama…

Eğer, sivil toplum örgütü olma iddiasındaysanız; köşe yazarını; cinayet işlemekten, katliam yapmaktan çekinmeyen gözü dönmüş kökten dincilere paralı ilân vererek hedef gösteremezsiniz…


Sivilceli platform...

Bu sivilceli platformculardan biri geçenlerde bir TV kanalında, Ak Parti’den istifa eden milletvekillerinin “Tuzluk” olduğunu söyledi…

Yani…

Halk tarafından seçilmiş milletvekillerine alenen “hakaret” etti…

Moderatör neden öyle söylediğini sorduğunda da; “meclise Ak Partili seçmenin oylarıyla girdiler sonra da partiye ve kendilerini milletvekili seçtiren genel başkanlarına ihanet ettiler” dedi…

Bekledim ki moderatör arkadaş Ak Parti’nin nasıl kurulduğunu hatırlatsın ama olmadı…

Ya aklına gelmedi…

Ya da konuğunu incitmek istemedi…

Oysa Ak Parti de Saadet Parti’den meclise giren ve hemen hepsi de manen Erbakan’a “borçlu” olan 52 SP’li milletvekili tarafından kurulmuştu…

Ama bakın 13 yıldır iktidar partisi…

Kaldı ki…

Bir milletvekili, seçildikten sonra sadece asillerine hesap verir, liderine değil…

Ve…

Bir milletvekili yolsuzluk yapıldığına, rüşvet alındığına, görevin kötüye kullanıldığına ikna olmuşsa, ondan sonra arık parti disiplinine uymama hakkına sahiptir…

Eğer parti disiplinine uyma zorunluluğu olsaydı genel kuruldaki oylama “açık” yapılırdı…

Gösteriyorsanız eğer…

Demek desteklediğiniz siyasi parti eğer sandıkla giderse iktidardan, o ülkede iç savaş çıkarırsınız…

Ve haliyle Yugoslavya’dan beter oluruz…

Evet…

Akşam ve Güneş gazetelerinde “paralı ilân” vererek Özkök’ü gözü dönmüş kan içicilere hedef gösteren o sivil toplum örgütü olma iddiasındaki “sivilceli platform” suç işlemiştir…

Akşam ve güneş Gazetecileri de suç ortaklarıdır…

 

Ey güzel insanlar!..

İslâmcı siyaset cinnet geçiriyor…

İslâmcı medya çıldırdı…

Ne vicdanı kaldı, ne insafı, ne hoşgörüsü

Eleştiriye tahammülü hiç yok…

Kendisi (eleştirmek bir yana) bu milletin değerlerine her türlü hakareti yapacak (Milli kutsalımız, kurucu cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal’e yapılan hakaretleri hatırlayın)…

Ama…

Kendi kutsalı ya da lideri eleştirildiğinde, dünyayı eleştirenin başına yıkacak…

Yok öyle…

 

Peki…

Siyasal İslamcılar; sevgili Peygamberimizin; “Allah’ın mümin kulu kızdığında zulmetmez. Sevdiği kişi için günaha girmez” buyurduğunu bilmiyor olabilirler mi?..

Elbette bilirler…

Ve yine siyasal İslâmcılar sevgili peygamberimizin; “Birisi sana sövdüğü zaman cevap vermezsen, mahşerde alacaklı olursun. Şeytan itekler ve bir fazlasıyla sövgüsünü iade edersen, bir iki de patlatırsan, bu defa mahşerde o alacaklı olur” dediğini bilmiyor olabilirler mi?..

Elbette onu da biliyorlardır…

Peki neden uymuyorlar Sünnet’e?..

Neden sevdikleri kişi için katliam yapıyorlar?..

Söyleyeyim:

Çünkü kişisel hırsları ve çıkarları, inançlarına galip geliyor…

adnanberkokan@gmail.com