Ertuğrul Özkök'ü bu kadar düşündüren manşet ne?

Hürriyet yazıişleri olarak üç karar imza atmış... İlk iki karar yazıişlerinin ortak kararıyla verilmiş... Sonuncusu ise Özkök'ün tek kararı imiş...

 
GAZETECİLER.COM - Belki de kendileriyle en çok hesaplaşan kişilerdir gazetelerin genel yayın yönetmenleri…
Öyle anlar olur ki, “mutlak doğru” olduğundan zerrece kuşku duymadığınız bir manşeti yayımlamaktan vazgeçersiniz…
“Ne derler?” sorusunu sormak yerine kendinize “bu haberi, böyle verirsem toplumsal etkisi ne olur?” sorusuna vereceğiniz “felâket olur” cevabı ağırlık kazanır…
Yayımlamazsınız…
Veya başka kelimeleri seçer, haberin ağırlığını azaltır, “çok ses” getirmesi yerine akıllara hitap etmesini yeğlersiniz…
Ertuğrul Özkök, 22 Mart 1990 günü Hürriyet’in genel yayın yönetmeni olduğunda verdiği ilk talimat şuydu.
"Cuma günleri cami önündeki sakallı kişilerin gösterilerini bana haber diye getirmeyin."
İkincisi ise, "Her gördüğünüz türbanlıyı irticai faaliyet diye haber yapmayın."
Özkök bugünkü makalesinde o gün verdiği talimatlardan asla vazgeçmediğini hatırlatıyor…
İdil Biret konseri öncesinde Topkapı Sarayı önünde yapılan gösterileri de biraz o gözlükle gördüğü için arkadaşlarına “haberi büyütmeyin” talimatını veriyor…
Hem de haberin çok büyüyüp bir hafta sonrasına bile sarkacağını gördüğü halde büyütmüyor haberi…
Bazı insanlar gibi kimi meslektaşlarınızı da sadece yazdıkları yazılarla, haklarında yazılan yazılardan tanırsınız…
Özkök hakkında genellikle rakipleri tarafından yazılmış “olumsuz” yazılar ağırlıktadır…
Meselâ, 19 yıldır oturduğu Hürriyet Genel yayın Müdürlüğü sürecinin başladığı ilk gün "Cuma günleri cami önündeki sakallı kişilerin gösterilerini bana haber diye getirmeyin" talimatı verdiğini kaç kişi biliyor?..
Yine aynı gün, "Her gördüğünüz türbanlıyı irticai faaliyet diye haber yapmayın" dediğini kaç kişi biliyor?..
Çok mu önemli?..
Çok önemli ya…
Çok önemli zira bu talimatları veren bir kişinin siyasal olayların veriliş biçimini de tayin eden ve ülkenin en etkin gazetesini yöneten kişi olduğunu aklımızdan çıkarmamamız lâzım…
Biz Özkök’ü eleştirirken konu eğer “irtica” ise ve Onun yönettiği gazetede bu konuda yapılmış haberler varsa öncelikle bu iki talimatını hatırlayarak başlayacağız yazmaya…
Neyse…
Özkök’ün kendini sorguladığı