Ertuğrul Özkök'ten yürekli itiraflar!..

Birbirimizin üzerine döktüğümüz o çöp torbaları google denilen ilân tahtasında dururken ne bu afra tafra?..

ADNAN BERK OKAN

Hani İsa, Maria Magdelana'yı taşlamak için hazır bekleyenler
ÖZKÖK'TEN İTİRAFLAR...

Ertuğrul Özkök bugünkü yazısında nefis bir özeleştiri yapıyor. Aynada gördüklerini birbir sayıyor... Özellikle de "iş takipçiliği" mevzusu konusundaki itirafları bizce not edilmeyi hak ediyor.

Şöyle yazıyor; 

ŞİMDİ ben kalkıp bir köşe yazarına veya gazete yöneticisine, “İş takipçisi” desem, onu bu laflarla tepelemeye kalksam.
Olur mu?
Olmaz tabii...
O telefon kayıtları hâlâ ortada dururken, hâlâ Google’da, Youtube’da  “Ertuğrul Özkök-Güneş Taner” diye yazdığınızda o malum telefon kayıtları önünüze gelmiyor mu?
Geliyor.
Öyleyse ben hayat boyu, iş takipçisi diye bir gazetecinin yakasına yapışma hakkımı kaybetmişim. Yapmaya kalksam, “Sen önce kendin aynaya bak” derler. Bakarım fena bozulurum.
Ne faça kalır, ne mostra...
Hâlâ her sorulduğunda “28 Şubat’ta yazdıklarımın arkasındayım” deyip de 12 Eylül’de aleni bir darbeye övgüler düzenlere hesap sormak bize yakışır mı?
Yakışmaz elbet.
O gaddar ayna, o fil hafızalı Google, herkesin yakasında...
Ertuğrul Özkök
'ün bugünkü yazılarını
e "İçinizde en günahsız olan ilk taşı" atsın demiş ve onu taşlanmaktan kurtarmıştı ya...
Bugün bizim medya dünyamıza böyle bir şey söylense herkes ilk taşı atıp, günahsızlığını kanıtlamak için birbirini yer...
Çünkü bugün çok daha fazla eğitimli olsak da İsa döneminin o insanlarından...
Çok daha büyük refahı paylaşsak da...
Uçaklarla dünyayı dünyadan hızlı dolaşıp, kıtalar arası birbirimizi görerek konuşsak da telefonlarımızdan...
O günün insanları kadar "dürüst" değiliz ne yazık kiii
Oysa Ertuğrul Özkök bugün öyle "dürüst" davranıyor ki...
İşlemiş olduğu günahları sayıyor bir bir, yüreklice...
Oysa karşısında kendilerinin bir melek kadar saf ve temiz olduğunu düşünenlerin olduğunu görmüyor...
Fatih Altaylı gazeteciliğini ve tavrını överken de hiç kompleksi yok...
Yahu arkadaşlar!..
Çok mu zor şu Ertuğrul'un yaptığını yapmak?..
Çok mu zor kabullenmek hatalarınızı?..
Çok mu zor okurların gözlerinin içine baktığınız farz ederek "ben de çok hata yaptım" demek?..
Okurlarınızdan mı korkuyorsunuz?..
Korkmayın...
Ben ömür boyu saysam bitmeyecek hatalarımı yazdıktan sonra alıyorum en güzel okur tepkilerini...
Tövbe, günahlarınızdan arınmak değildir elbette ama vicdanen tertemiz olmaktır...
Haydi gelin sizler de Ertuğrul'un bu açık yürekliliğini alkışlayın...
Birbirimizin üzerine döktüğümüz o çöp torbaları google denilen ilân tahtasında dururken ne bu afra tafra?..
Zaman zaman siz de günah çıkarın O'nun gibi...

adnanberkokan@gmail.com