Ertuğrul Özkök'ten Rojin'e açık mektup

Serdar Turgut'un Rojin yazısı üstüne daha fazla gitmek istmeiyoruz açıkçası. Ama biz dursak da millet durmuyorki. Ertuğrul Özkök de girmiş meseleye.

GAZETECİLER.COM

Serdar Turgut'un Rojin yazısı üstüne daha fazla gitmek istmeiyoruz açıkçası. Ama biz dursak da millet durmuyorki. Bugün de Ertuğrul Özkök girmiş meseleye. Hemde enteresan bir giriş yapmış.

Özkök bir çeşit 'Serdar Turgut'u tanıma klavuzu' kaleme almış. Diğer bazı yazarların yaptığı gibi 'O aslında kara mizah yapıyor,siz de biraz zeki olun ve anlayın şekerim'  tadında bir yazı yazmamış Özkök. Serdar Turgut'un mizahı ya da yazı hayatını değil mizacını, karakterini, davranış biçimini anlatmış.

Yazının muhatabı ise Rojin. Özkök Rojin'e sesleniyor ve

"İsterseniz kendimden de bir örnek vereyim.

Serdar son 20 yıl içinde beni takriben 126 defa beyzbol sopasıyla döverek öldürdü.

Aşağı yukarı 87 defa bıçakla doğradı, 39 defa da elleriyle boğdu.

Tansu’yla birlikte beni kaç defa öldürdüğünü ise vallahi hatırlamıyorum.

Ben o sırada başka işle meşguldüm.

Ama bakın bugün hâlâ hayattayım ve sağlığım yerinde.

Yani Sevgili Rojin, ben bütün bu badireleri atlatıp hâlâ hayatta kalabildiysem, merak etme senin iffetine de halel gelmez.

Bu çocuğun o kabiliyeti yoktur, seni katiyen dağa kaldıramaz.

Ben Serdar’ın yerine olsaydım, hemen ertesi gün bir yazı yazar ve “Özür dilerim sevgili Rojin, çok içmiştim, İclal diyecektim, isimleri karıştırmışım” deyip geçerdim.

Peki İclal deyince kim üzerine alınırdı?

Onu da bir gün sonra, başka bir isimle telafi ederdim.

Şaka bir yana...

Ülkedeki en ciddi, en faşizan suçlamaları, saldırıları iplemeyip; bir mizah yazısını kaldıramayacak duruma geldiysek, vay halimize.

* * *

Sevgili Rojin, Serdar’ı iyi tanıyorum.

Geçmişte çok kızdığım da oldu.

Hatırlıyor musun, bir gece evine gelip, anahtarı kapıya soktuğunda, dehşetten donup kalmıştın.

Anahtar deliğinden kan gelmişti.

Emin ol, bu yazı, onun yanında çok masumdur.

Tanıdığım güzel Rojin’e yakışan, gülüp geçmektir.

Çok iyi biliyorum ki, Allah bu kara mizah duygusunu sana ziyadesiyle vermiştir."