Ertuğrul Özkök'ten 12 Eylül itirafı ve Evren'e rahmet duası
En azından 12 Eylül sabahı hangi duyguyla uyandığını hâlâ hatırlayan ve bunu söyleyecek kadar cesur ve samimi olanlar vardır.
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, bugün köşesinde yine tartışılacak bir yazıya imza attı. Özkök, "Allah rahmet eylesin Kenan Paşa" başlıklı yazısında, Evren'in ölümü ardından Cumhuriyet gazetesinin dün hazırladığı birinci sayfayı değerlendirdi.
12 Eylül öncesinde ölüm korkusu ile dolaştığını, dostlarının öldürüldüğünü, bu yüzden ilk duygusunun "oh hayatımız kurtuldu" olduğunu yazan Özkök, ardından dostlarının tutuklanıp işkencelerden geçirilmesi üzerine ise "Otuz beş yıldır 11 Eylül'ün korkuları ile 12 Eylül'ün adaletsizlikleri ve ıstırapları arasında insafsız bir çapraz ateşin altında yaşıyorum. Belki masumiyetimden çok şey kaybettim ama, ruhumun en derin yerindeki samimiyetimi, itiraf duygusunu kaybetmemeye epey çaba harcadım." yazdı ve ekledi: "...ben, bütün samimiyetim ve iç huzurumla, Kenan Evren için "Allah rahmet eylesin" diyorum."
İşte Özkök'ün yazısından çarpıcı bir bölüm:
YİRMİ yaşımdan beri Cumhuriyet gazetesinin sürekli okuruyum.Üç-beş yüz satan küçük dergilerde yazdığım yazıları ilk fark
eden kişi, Cumhuriyet'in yazarı rahmetli Melih Cevdet
Anday olmuştu.
Hakkımda yazdığı övücü yazıyı hâlâ saklıyor, zaman zaman
okuyorum.
Türk basınındaki ilk yazım saygıdeğer aydın
Sami Karaören'in yönettiği Cumhuriyet'in ikinci
sayfasında yayınlandı.
Yani beni ilk fark eden gazetedir
Cumhuriyet...
Can Dündar gazetenin başına geldiği zaman çok sevindim.
Çok da güzel işler yapıyor...
* * *
Ama dün birinci sayfasını görünce içimde bir sızı duydum...
Bir Cumhuriyet okuru olarak Can Dündar'a şu mesajı yolladım:
"Eminim bugünkü birinci sayfandan dolayı çok tebrik ve
alkış alacaksın.
Ama ben sevmedim..."
* * *
Kenan Evren'in ölümünden dolayı çok mutlu olmuş, çok
sevinmiş ve bu sevincini fazlasıyla ifade etmekten keyif alan bir
gazete yapmışlar...
Mutlu bir intikam hissi her satırından okunuyor...
İçim burkuldu...
* * *
Cumhuriyet'in Evren aleyhtarı okurları bana çok
kızabilirler.
Ben onlara kızmam...
Ama bilmelerini isterim.
Çoğundan çok daha eski bir Cumhuriyet
okuruyum.
Gazetemi her gün parasını vererek alıyor ve kâğıt baskıdan
okuyorum...
Sadece şunu bilmelerini isterim.
Sayılarını bilmem, kimdir bilmem...
Ama eminim, Cumhuriyet okurları arasında benim gibi düşünenler de
vardır...
En azından 12 Eylül sabahı hangi duyguyla uyandığını hâlâ
hatırlayan ve bunu söyleyecek kadar cesur ve samimi
olanlar...
Eminim vardır.
* * *
12 Eylül 1980 sabahı annem ve babamın yanında kalmakta olan
kızım Gülümsün'ü almak üzere İzmir'e gidiyordum.
Her an evimize bir saldırı olacak, Tansu ve kızımın başına
bir şey gelecek diye onu İzmir'e göndermiştim.
Tansu her zamanki cesaretiyle, "Ben seninle kalacağım" demişti.
Varan otobüsü İzmir'in girişinde Bornova kavşağına geldiğinde
sürücü radyoyu açtı ve o an Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 1
numaralı bildirisi okunmaya başladı.
Aynı anda 3 tank yolumuzu kesti...
* * *
İlk duygum şuydu:
"Oh... Allah'ım, hayatımız kurtuldu..."
İki dakika sonra kendimi şöyle konuşurken buldum: "Sen
solcu ve demokrat bir insansın. Askeri darbe için nasıl böyle bir
şey düşünebilirsin!?..."
İki dakika sonra içimdeki ses yine hâkim oldu: "Ailem,
arkadaşlarım, ülkem kurtuldu..."
Evet... En samimi hissiyatım buydu...
Hayatımın en dürüst şeylerinden biri, bu hissiyatımı aradan yıllar
geçse de hiç sansürlememek, sakatlamamak oldu.
* * *
Ben...
27 Mayıs'ı, Adnan Menderes'e hayran, asıldığı gece sabaha
kadar Kuran okunan bir ailede...
12 Mart'ı, 12 Eylül'ü solcu bir çevrede...
28 Şubat'ı, başörtülü öğrencilere yapılan haksızlıkları,
hoyratlıkları göremeyen bir mahallede...
Silivri ara rejimini ise yeni muktedir devletin terör estirdiği
semtlerde yaşamış ve hâlâ yaşamaya devam eden biri olarak şunu
söylemek istiyorum:
"Bağışlamak en büyük intikamdır..."
"İntikam" denilen karanlık kelimeyi son defa
telaffuz edeceğiniz en rahatlatıcı duygudur o... İntikamı, kan
davasını, nefreti gömen en saygıdeğer saygı duruşudur...
* * *
O yüzden ben, bütün samimiyetim ve iç huzurumla, Kenan Evren için "Allah rahmet eylesin" diyorum.