Ertuğrul Özkök’e göre “Bu günün dokunulmazları” kim?
Einstein, “deliliğin bir tarifi de, aynı şeyi defalarca tekrarlayıp farklı sonuç beklemektir” demişti…
GAZETECİLER.COM
– Bazı öyle sorular vardır ki “ben de
işte bunu sormak istiyordum” dersiniz kendi kendinize…
Merak ettiğinizden
değil…
Sorunuzun cevabını biliyorsunuzdur
ama o sevimli öyküdeki gibi karşı tarafın kendini nasıl
savunacağını merak edersiniz.
Hâkim, kollarında tavuklarla
kümeste suçüstü yakalanan hırsıza sormuş
“Söyleyecek bir şeyin var
mı?”
“Avukat istiyorum”
“Oğlum ne avukatı… Polis seni
kümeste yakalamış…”
“Onun için avukat istiyorum ya…
Beni nasıl savunacağını merak ettiğim için…”
Ertuğrul Özkök de bu günkü makalesinde cevabını bildiği bir soru
sormuş…
DÜNÜN "dokunulamaz" denilenlerine
bugün dokunuluyor mu?
Dokunuluyor.
Bu, çok iyi bir şey.
Peki bugünün "dokunulamazları" ne
olacak?
Dünü yargılayan bu tarih, yarın da
bugünü yargılamayacak mı?
Kimsenin şüphesi olmasın
yargılayacak.
Üstelik tarih dediğimiz şey, dün
bir yüzyıl, iki yüzyılken bugün kısaldı, 5-10 yıla
indi.
Bu da iyi bir şey.
Çünkü tarihin yargısı, bazen
adaletinkinden bile daha etkili oluyor.
O nedenle bugün kendini dokunulmaz
görenler, yarını iyi düşünmeli.
Bugün ödenecek bir hesap,
dilenecek bir özür varsa bugün yapılmalı.
Einstein, “deliliğin bir tarifi
de, aynı şeyi defalarca tekrarlayıp farklı sonuç
beklemektir” demişti…
Özkök asla
deli değil ama ne yazık ki sorusunun muhatabı olan kimi
meslektaşlarımızın “akıllı” oldukları konusunda şüphelerim
var…
Taaa en başından beri aynı şeyi o
kadar çok tekrarlayıp farklı sonuç bekliyorlar ki, aklımız
ermiyor…
Biz Ertuğrul Özkök’ün yazısının
içeriğinden çok, dikkat çektiği ilkesizlikle
ilgilendik…