Ertuğrul Özkök

"Kadir aabimmmm benim" diyerek ellerine sarılıyor, yalakalık yapıyordu...

Bir TV reklâmı vardı bilmem hatırlayanlarınız olur mu?.
Almanya'da yaşayan/çalışan bir soydaşımız, erkek arkadaşlarına hava atarken; Kadir İnanır'ı nasıl da un ufak ettiğini, nasıl da azarladığını, ayaklarının altına alıp nasıl da böcek gibi ezdiğini anlatıyordu...
Tam babalanması bitmek üzereyken Kadir İnanır çıkıp geliyordu...
Veeeee...
İşte o andan itibaren aynı soydaşımız (ne yazık ki) erkeklerimizin genel karakter yapısını sergileniyordu...
Az önce Kadir İnanır'ı nasıl da azarladığını, ayağının altına alıp nasıl ezdiğini anlatan soydaş birden karakter değişikliğine uğruyor, "Kadir aabimmmm benim" diyerek ellerine sarılıyor, yalakalık yapıyordu...

Şimdi, gelelim bugüne...
12 Eylül 1980 darbesinin hayatta kalan iki orgenerali (birisi cumhurbaşkanı) yargılanıyorlar...
Güçlü oldukları dönemde ayaklarının altında "paspas" olmayı kabullenenler bugün kabadayı;
o gün o generallere kafa tutanlardan kimileriyse yapılan yargılama usulünü eleştiriyor, "asın onları!" çığlığı atan karakter dönmelerine hadlerini bildiriyorlar cesaretle...
Güçlü karakter, zalimlere diklenebilirken; mazlumları koruması altına almaktır...
Ertuğrul Özkök; 12 Eylül 1980'de, Bülent Ecevit ile aynı dergide, darbecilere kafa tutanlardandı...
Ama bugün, yaşları doksanı aşmış o günün darbecilerini hem aklı ve hem de vicdanıyla koruma çabasında...
İşte güçlü karakter sahibi olmak bunu gerektirir...
Ve biz de Ertuğrul Özkök'ü güçlü karakter sergileyen ile "kazanan" ilân ediyoruz...