Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, Cumhuriyet gazetesi
yazar ve yöneticileri hakkında hazırlanan iddianameyle ilgili
yazısı nedeniyle Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Uğur'u
alkışladı...
Yazısına "İlk vicdani isyan iktidar yazarından" başlığı atan
Ertuğrul Özkök, "Ben muhalif kanattan bekliyordum, ilk vicdani
isyan iktidar kanadından geldi" dedi...
"Yıldıray Oğur iddianameyi öylesine delik deşik etmiş ki... Bana
söyleyecek laf kalmadı.", "Yıldıray Oğur’un şu sözlerinin altına
ben de imzamı atıyorum" diyen Ertuğrul Özkök, uzun uzun alıntılar
yaptı...
İşte Ertuğrul Özkök'ün o yazısı:
İLK VİCDANİ İSYAN İKTİDAR
YAZARINDAN GELDİ
CUMHURİYET gazetesi çalışanları ile ilgili iddianameyi
okuduğumda yorgan döşek yatıyordum.
- 1 -
O mecalsiz halimde kendi kendime “Acaba kim bu
iddianameyi alır, Dani Rodrik ve eşi Pınar gibi okur ve delik deşik
eder” diye düşünmüştüm.
* * *
Ben muhalif kanattan bekliyordum, ilk vicdani isyan iktidar
kanadından geldi.
* * *
Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Oğur
iddianameyi öylesine delik deşik etmiş ki...
Bana söyleyecek laf kalmadı.
* * *
Evet... “Cumhuriyet Gazetesi İddianamesi” 435
sayfa... 19 sanık var. Bu arkadaşlarımızdan 10’u 5 aydır tutuklu,
18’i gazeteci ve Cumhuriyet çalışanı.
* * *
Akıncı Üssü iddianamesine hâkim olan kavram
“üst akıl”dı...
Bakın burada hangi “hukuki kavram”
bulunmuş...
- 2 -
SİZ HİÇ ADETA HIRSIZLIK
YAPTI DİYE BİR SUÇ DUYDUNUZ MU
Yıldıray Oğur iddianamedeki
iki suçlamada da kullanılan bir kelimeye dikkatimizi çekiyor:
- “Cumhuriyet gazetesine, silahlı terör örgütü FETÖ/PDY
tarafından özellikle 2013 yılından itibaren adeta el
konulduğu...”
- “Gazete bu dönemde adeta FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C terör
örgütlerinin savunucusu ve kollayıcısı olmuştur.”
Bu iki cümledeki ortak kelime sizin de dikkatinizi çekmiştir.
Her iki iddianın başındaki kelime yani “adeta”... İddianamenin 30
sayfasında en ciddi iddiaların karşısında bu kelime karşımıza
çıkıyor.
Siz hiç böyle bir suçlama gördünüz mü? Hırsızlık yok, cinayet
yok, kayıp insan yok, örgüt üyeliği yok, örgütle bağlantıyı ortaya
koyan delil yok...
Ama ortada “adeta” bir örgüt var ve bu örgütün
işlediği “adeta suçlar...”
Ve bu insanlar “adeta suçlu” olarak 5 aydır
orada yatıyor...
-3-
AA BAKIN HANGİSİNDE BYLOCK
İLİŞKİSİ ÇIKMIŞ
İDDİANAMEDEKİ 19 sanıktan sadece birinin
telefonunda ByLock bulunmuş. O da “jeansbiri”
isimli Twitter hesabının sahibi olan FETÖ’ye bağlı Elazığ’daki
kolejde öğretmenlik yapan kişi. Onun içeride yatan 18 arkadaşımızla
ilişkisi ne biliyor musunuz?
Yok...
Savcıların bulduğu ilişki şu:
Bu 19’uncu sanığın, AKP’lilerin silahlandığıyla ilgili attığı
tweet’in Cumhuriyet’te kısa bir haber yapılmış olması.
-4-
DAHA BYLOCK BULUNMADAN
İRTİBAT MI SAĞLANMIŞ YANİ
YİNE Yıldıray Oğur’un yazısından
aktarıyorum:
- “Şüpheli Aydın ENGİN’in adına kayıtlı ....... 96 56 no’lu
hattın, FETÖ/PDY SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İSRAİL İMAMI HARUN
TOKAK’ın kullanımında bulunan ......4417 no’lu hattı ile
(29/06/2008 tarihinde) irtibatı” var. Muhakkak tarihe dikkat
ettiniz. Evet, 2008 yılından bahsediyor. FETÖ’nün cemaat,
Harun Tokak’ın elinden ödüller almamış
kalmayan
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı olduğu ve ByLock’un ise henüz
keşfedilmediği zamanlardan...
-5-
BU MANTIKLA, GÜLEN’E
TELEFONDAN GEÇMİŞ OLSUN DİYEN NE OLACAK
YAZIDAN ilginç bir cümle daha:
- “Böyle yapılırsa örneğin 2013’ün kasım ayında hastalığı için
doğrudan Fetullah Gülen’i (herhalde o telefonda da
ByLock vardır) arayıp geçmiş olsun diyenlerle de aynı irtibatlar
bulunabilir.
- Bu arada, Kadri Gürsel’in 92
kişiyle irtibat kurduğu bilgisi verilmiş. “Bu 92 irtibatın ne
olduğuyla ilgili döküme baktığınızda hiçbirinin tarihi olmadığı
gibi o mu aramış, onu mu aramışlar, konuşmuş mu, SMS mi gelmiş,
yoksa sosyal medyada bir irtibat mı da belirsiz.”
-6-
FETÖ SANIĞI SAVCIYA
VERİLEN İDDİANAME
YILDIRAY Oğur’un şu sözlerinin altına ben de
imzamı atıyorum: “Herhalde bu delillerle pek çoğu 60’ın üstünde
olan bu insanların 5 aydır tutuklu yargılanmasının nasıl
büyük bir adaletsizlik olduğu anlaşılmıştır. Bunu söylemek
için Kadri Gürsel (yazıyı yazarken beni Twitter’da
bloklamış olduğunu keşfettim) ya da Cumhuriyet fanı olmanıza gerek
yok.
Yıllarca FETÖ (AKP’lilerin gözünde-Benim notum) henüz
‘cemaat’ken onunla mücadele etmiş laik-Kemalist
gazetecileri, ‘İmamın Ordusu’ diye bir kitap
yazdığı için tutuklanmış Ahmet Şık’ı, 80’lerden
beri Fetullah Gülen aleyhine yazan Hikmet
Çetinkaya’yı bu davadan yargılamak yetmezmiş gibi, bunu
‘cemaat’te çok uzun yıllar yöneticilik yapmış,
daha sonra yollarını ayırmış Latif Erdoğan ve
Hüseyin Gülerce’nin tanık olduğu
bir iddianameyle yapmak sahiden mizah olabilir. Bu soruşturmayı ilk
önce bir FETÖ soruşturmasında sanık olan bir savcıya vermiş
olmak ise kara mizah.
Ve maalesef bu mizah hiç komik değil. Ve beş aydır sadece 15
Temmuz darbesine ve FETÖ’ye karşı yüzde yüz haklılık zemininin
içeride ve dışarıda erimesine hizmet ediyor.”