Ertuğrul Özkök ne tavsiye ediyor?

"İki kişi arasındaki aşk ilişkisinin her zaman risk taşıması." Yani, terk edilme, aldatılma...

ADNAN BERK OKAN - YORUMUN YORUMU

Ertuğrul Özkök, "Defe ile Eren'i rahat bırakın" diyor ama yazı şehvetinin tutkusu ile yine de yazmadan duramıyor.
Umarım bu konudaki son yazısıdır...
Yargılanmak istemiyorsanız, yargılamayın

Hepimizin kafasındaki çözülmemiş, ebedi soru nedir?
Bir: Aşk ölüme mahkûm bir şey midir? İki: Aşkı ne öldürür?
Yazara göre aşkın en büyük iki düşmanı şu:
"Çok güven verici bir kontrat arayışı."
Ve "Sınırlandırılmış bir hazzın rahatlığını aramak."
Yani evlenmek veya iyice bağlanmak; bir de hazzı hep "etik" bir muhafazanın içinde korumak.
Bunun tersinden düşünürsek, aşkın ömrünü uzatan şey ne olacaktır:
"İki kişi arasındaki aşk ilişkisinin her zaman risk taşıması."
Yani, terk edilme, aldatılma...
Ve "Hazzı sınırlayacak bir rahatlıktan kaçınmak."
Yani "Özgür bir cinselliği yaşayabilmek."
Alain Badiou, aşkın ömrünü uzatacak, onu yaşatacak formülü, Rimbaud'nun "Aşk yeniden icat edilmeli" sözünü şöyle açıklıyor:
"Aşkta güven ve rahatlık arayışına karşı, riski ve macerayı yeniden keşfetmeli."
Ertuğrul Özkök'ün yazısını

Özkök bu kez Defne - Eren ikilisinin ilişkilerinden yola çıkarak "aşk"ı tarif etmeye çalışıyor...
"Çalışıyor" diyorum zira bu tarif sürecinde, Fransız filozoflarından Alain Badiou’nun geçen yıl çıkan “Eloge de l’amour - Aşka övgü...” adlı kitabından da faydalanıyor.
Özkök'ün tarifini kendi yazısından okursunuz. Ben hem Ertuğrul'a ve hem de siz değerli dostlara Antoine de Saint Exupery'nin "Küçük Prens" isimli kitabını bir yerlerde bulup okumanızı tavsiye edeceğim...
Öykü, başka bir gezegende yaşayan küçük bir prensin sahip olduğu bir tek güle verdiği değer anlatılır. Gülünü her gün sulayan Prens, dış etkilerden korumak için de etrafına parmaklık yaptırır. Ve bir gün başka gezegenleri de görmesi için bir uzay gemisine bindirilir. İlk yolculuğunu dünyamıza yapar...
Gördüğü manzara karşısında hayrete düşer...
Her yer güllerle doludur ve hiç kimse güllerin değerini bilmemektedir...
O kadar bol gülü bir arada görünce kendi gülüne fazla değer verdiğini düşünüp üzülür...
Ama daha sonra bir şeyi fark eder...
O binlerce gül içinde hiçbirini sevememiştir...
Onun sevdiği sadece kendi gülüdür...
Çünkü o gülü sulamakta, onu korumak için emek harcamaktadır ve o gül sadece kendisinindir...
Aşk işte o küçük prensin, her gün suladığı ve sadece kendisine ait olan Gül'dür...

adnanberkokan@gmail.com
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları