Ertuğrul Özkök kime mektup yazdı?...
Gerek Aydın Bey, gerek ben ve gerekse de size muhalefet ediyormuş gibi görünen arkadaşlarımızı yakından tanısanız çok seversiniz...
GAZETECİLER.COM - Aslına bakarsanız, Ayşe Arman’ın yaptığı bir söyleşinin
analizi gibi duruyor ama…
Eğer bizim gibi Özkök’ü
tanıyanlardansanız ve “satır arası okuma uzmanı” iseniz durum hiç
de öyle değil…
Az sonra sizi yazının tamamına
yönlendireceğiz ama biz alıntıyı makalenin sonundan
yapalım…
Neden bu saatte?..
İtiraf edelim ki “hızlı okuma”
tekniği ile yazının ilk satırlarına baktığımızda “bize mama yok”
diye düşünmüştük…
Vaktimiz bollaşınca sonuna kadar
okuduk ve bombanın en sonda patladığını gördük…
Bakın nasıl:
Yıllar geçiyor ve o gayri insani
etiketle damgalanmış bedenlerin altından nasıl insani ruhlar
çıkıyor.
O insanların bir bölümü askeri
yönetim sırasında cezaevlerinde aynı koğuşlara, aynı cezaevlerine
düştüler.
Orada arkadaşlıklar, sağlam
arkadaşlıklar oluştu.
Etiketlerin arkasındaki insanlar
keşfedildi.
Kadere bakın ki, şimdi aynı
kamplaşmayı yeniden yaşıyoruz.
Misillemeler, cezalandırmalar,
intikam almalar aynen devam ediyor.
Bunlara bir de yıllardır
biriktirilen hasetlikler, kıskançlıklar eklenince, bugün geldiğimiz
nokta, 30 yıl öncesini bile mumla aratır hale geliyor.
* * *
Eminim, yıllar geçecek ve ilerde
bugünlere ait de böyle insani hikâyeleri okuyacağız.
Olan, arada kaybolup giden
insanlara, kurumlara olacak...
Tercüme edelim mi?..
Buyurun:
Sayın Başbakan
Erdoğan;
Yıllar geçiyor ve o gayri insani
etiketle damgalanmış bedenlerin altından nasıl insani ruhlar
çıkıyor.
Gerek Aydın Bey, gerek ben ve
gerekse de size muhalefet ediyormuş gibi görünen arkadaşlarımızı
yakından tanısanız çok seversiniz...
Bir davetinize bakar
bu…
Örneğin bir yemek…
O yemekte aydın Bey’in, benim ve
sizi eleştiriyormuş gibi görünen arkadaşlarımızı çok seveceksiniz..
Onların da sizi aslında ne kadar çok sevdiklerini
anlayacaksınız…
O maskelerin altında ne güzel
dostluk yüzleri oluğunu göreceksiniz…
Maskelerimizi çıkarmamızı
beklemeyin…
Yemek daveti verin ve siz çekip
alım maskelerimizi yüzümüzden…
Misillemeler, cezalandırmalar,
intikam almalar sonunda her kese kaybettiriyor….
Bunlara bir de yıllardır
biriktirilen hasetlikler, kıskançlıklar eklenince, bugün geldiğimiz
noktanın asıl müsebbibinin bizler değil, size destek verdiğinizi
sandığınız çevreler olduğunu göreceksiniz…
Ne dersiniz?..
Tercümemizde bir yanlışlık var
mı?..
Peki…