Ertuğrul Özkök kaybetti çünkü...

Akhisar’da, at arabasıyla yolculuk yapan o küçük Balkan göçmeninin asaletini anlayın…

 Ahhh Ertuğrul Özkök aaahhh!...
Seni Muhtar’ın karşısında böyle mi görecektik?..
Böyle bir kabalığa düçar olacak yazar mıydın sen?..
Sen ki…
Görgü kurallarına, adab-ı muaşerete verirsin değer…
Ama gördün mü bak;
Kola dünyasının Muhtar’ı sana neler eder?..
Efendim…
“Muhtar” dediysek “Göçalan Kentinin Kahveler Mahallesi Muhtarı” değil tabii ki…
Bir kola firmasının en “tepe” ismi…
Muhtar Kent beyefendi…
Şu fotoğrafa bakar mısınız?..
Gördünüz mü?..
Muhtar Kent, ayakkabısının tabanını nasıl da gösteriyor…
Oysa…



Bir erkek hiçbir zaman ayakkabısının tabanını gösterecek şekilde bacak bacak üstüne atmamalı…
Atarsa; mekânda bulunanlara karşı büyük saygısızlık yapmış olur…
Çünkü bu kaba duruş: “Seni insan yerine koymuyorum” demektir…
Yani…
O fotoğraf…
Özkök'ün Kent tarafından "adam" yerine konulmayışının belgesidir...
O oturuşu cezaevinde koğuş ağası bile yapamaz diğer mahkûmlara karşı...
Yaparsa da hacamat olur...

Bir de Ertuğrul Özkök’ün oturuşundaki estetiğe bakın…
Ve…
Zarafeti görün…
Bundan altmış yıl önce Akhisar’da, at arabasıyla yolculuk yapan o küçük Balkan göçmeninin asaletini anlayın…
Karşısında bir mahalle kahvesinde oturulmayacak kadar kaba bir şekilde oturan Kent'in karşısında bacak bacak üstüne atışındaki estetikle gerçek bir “Batılı” olduğunu nasıl da gösteriyor Özkök

Hâsılı…

Ertuğrul Özkök dünyanın en güçlü kola firmasının kozmik odasına girerek alkışı hak etse de...
Ülkenin en "itibarlı" gazetelerinden birinin 20 yıl genel yayın yönetmenliğini yapan bir meslektaşımız olarak Muhtar Kent’in aşağılamasına maruz kalması ve sesini çıkarmayarak durumu kabullenmesini ona hiç yakıştıramadığımız için “Ertuğrul Özkök kaybetti” diyoruz…

Not:
Merhum Ecevit'in, ABD başkanlarından Bill Clinton karşısındaki saygılı duruşunun Hürriyet tarafından nasıl istismar edildiğini hatırladınız mı?..