Ertuğrul Özkök isimli Terminatör!..
Özkök, “Yüzde 50’nin nefreti” başlığını attığı yazısında kendi, kendine “Terminatör” diyor…
GAZETECİLER.COM
Ertuğrul
Özkök için “Terminatör” demek aklımızın
ucundan bile geçmez.
Peki haberimizin başlığı
ne?.
Söyleyelim….
Özkök,
“Yüzde 50’nin nefreti” başlığını attığı yazısında
kendi, kendine “Terminatör” diyor…
Bakın nasıl?..
DÜN sabah tam bir put kırıcı, bir
tabu terminatörü olarak
Sevgili Ertuğrul;
Yazın keyifli ama birkaç konuda
düzeltme yapmak zorundayım…
Berlusconi’nin kıyafeti tepeden
tırnağa LÂCİVERT…
Bilerek giydirilmiş çünkü arkadaki
fonda MAVİ hakim…
Çok da uyumlu durmuş
zaten…
Kaldı ki, MAFIA ile özdeşleşmiş
Berlusconi tepeden tırnağa siyah giyme hatasını asla
yapmaz…
Bu arada; sen sen ol; sakın
ayaklarını ağaca dolayıp başını aşağı sarkıtma…
Yüksek tansiyondan
gidersin…
“Ahlâksız”
olmak ile “Çapkın” olmak aynı şey
mi?..
Berlusconi
“ahlâksız” değil,
“çapkın”…
Adnan Berk Okan
|
uyandım.
Kamu meydanında volta atan bir
adamsanız, hangi putu kırabilirsiniz ki?
Olsa olsa kendi
putçuklarınızı.
Kutsal kahvemin ilk yudumunu
alırken, içimdeki mütevazı terminatör isyan bayrağını
açtı.
Evimizde o saatler klasik müziğe
tapulanmıştır.
Çünkü Tansu o saatlerde başka
müziğe tahammül edemez.
Öfkeleneceğini bile bile, ilk
putumu kırdım.
Haris Aleksiu’nun yeni çıkan best
off’unu koydum.
Ohh bee, dünya
varmış.
O an anladım ki, sabaha Bach’la
Beethoven’la, Mahler’le hatta Mozart’la başlamak, insanın
enerjisini alıyormuş.
Güne, posası çıkmış bir ruh ve
onun üzerine abanmış bir bedenle başlıyormuşsunuz.
* * *
Hazır put kırmaya başlamışken,
güne öyle devam edeyim dedim.
Dan Brown gibi yapıp, ayaklarımı
bir ağacın dalına taktım, bedenimi baş aşağı saldım.
Kan beynime hücum edince, dünyaya
da tersinden bakmaya başladım.
İşte o an Berlusconi’yi
gördüm.
Avrupa’da çoğu insanın gıcık
olduğu bu siyasetçinin, aslında ne kadar eğlenceli bir erkek
olduğunu düşündüm.
O hızla, Paris Match Dergisi’nin
son sayısında yayınlanan yazıyı okudum.
Hayret, benim gibi düşünen
başkaları da varmış.
Üstelik onlar da
gazeteci.
Önce fotoğrafından
başlayayım.
Hafif değil, bayağı photoshop’lu
bir fotoğraf.
Bakışlar desen, onlar da hafif
değil bayağı Kevin Spacey tarzı.
Beden hayli
inceltilmiş.
Kolları itinayla kıvrılmış siyah
gömlek, altında siyah pantolon, ortaya cazibesi yerinde, geçkin bir
Akdeniz delikanlısı çıkarmış.
Hele ağzın kenarına kondurulmuş o
müstehzi çizgi var ya, ne deseniz boş.
Yani istediğinizi
deyin.
Ona gıcık oluyorsanız, bu bakış
kesin sizi daha da gıcık eder.
Ama benim gibi, onu çok eğlenceli
buluyorsanız, daha da eğlenirsiniz.
Özkök’ün yazısı elbette burada
bitmiyor…
Daha doğrusu bundan sonra başlıyor
çünkü…
Berlusconi’yi anlatıyor
Özkök…
Ama ne anlatmak…