Ertuğrul Özkök için...

“Affet ama unutma”; İsrail’in kurucu başbakanı Ben Gurion’un en sevdiğim sözüdür…

Ertuğrul Özkök’ün bugünkü Hürriyet’te “Kimi o maliyeci?” ana başlığı altında yayımlanan makalelerinin hepsinin altına imzamı atarım…

Nefret ve intikam söylemlerini anlıyor ama devamının getirilmesini tasvip etmiyorum…

Anlıyorum çünkü cezaevinde yatmanın hele bir de boşuna boşuna, tam bir masum olarak yatmanın ne demek olduğunu en iyi bilenlerden biriyim…

Gökyüzünün bütününü ve özgürlüğün tadını yaşayarak gördüğünüz o ilk an, intikam duygularınızın zirve yaptığı andır…

Ama…

Yine de geçmişe takılı kalmak fayda değil zarar verir…

İntikam küçük kalplerin duygusudur…

Affetmek ise yücelik…

“Affet ama unutma”; İsrail’in kurucu başbakanı Ben Gurion’un en sevdiğim sözüdür…

Balyoz, Ergenekon ve benzeri davalardan haksız yere yıllarca hapis yatanlara “affedin ama unutmayın” diyorum…

Affedin çünkü önünüzde yapacak daha çok işiniz var…

Unutmayın zira belli ki sizi hayata bağlayabilecek duygulardan biri de o…

İntikam insani bir duygudur…

Ama…

O bile kullanılacaksa eğer zekâdan yoksun olmamalıdır…

Ertuğrul’un “Türk Dreyfus olayının Emil Zolaları” olarak tanımladıklarına gelince…

İçinde eksiği çok…

Ama bir de fazlası var…

Eksiği çok…

En azından kendisi yok o Emil Zola’ların içinde…

Ki bence…

En önde gelen Emil Zola’lardan biriydi Ertuğrul…

Diğerlerine gelince…

Hürriyet siyasal iktidardan ve yazarlarından gördüğü bütün baskılara rağmen adalet duygusundan taviz vermeden mağdur edilmiş o insanların yanında durdu…

Dani Rodrik; mükemmeldi…

Hiç beklentisiz; sadece kayınpederinin değil hepsinin mağduriyetini gidermeye çalıştı…

Sedat Ergin ve Ezgi Başaran; mağdur edilmiş o insanları savunurken, o çabalarını paraya çevirmeyi akıllarının köşelerinden bile geçirmediler…

Ama…

Yılmaz Özdil onlar gibi değil…

Özdil, o mağdur insanlar üzerinden milyonlarca lira kazandı…

Araştırdım…

Soruşturdum…

Balyoz davası avukatlarına tazminatlarını yatıran kimi mağdurlardan öğrendim ki…

Yılmaz Özdil, o mağdurların acılarını istismar ederek kazandığı milyonlarca liradan; savunma avukatlarına bir tek lira bile vermemiş…

Oysa en az 2 milyon lira ödemeliydi Yılmaz…

Kazandığı parayı biliyorum, öğrendim…

Onun için “en az 2 milyon lira vermeliydi” diyorum…

Ve…

Ertuğrul Özkök’ü samimi, dürüst, cesur makalesi nedeniyle alkışlarken; Yılmaz Özdil’i “Emil Zola” olarak tanımlamasını kabul edemediğimi de itiraf ediyorum…