Ertuğrul Özkök için...

Kürtlerin sorunlarının (Kürt sorununun değil) Erdoğan – Öcalan ikilisi tarafından çözülemeyeceği ve haliyle “kalıcı barış” tesis edilemeyeceği....

Ertuğrul Özkök bugünkü Hürriyet’te “Bir ‘Geek Molla’ ile dans” başlığı altında yayımlanan makalesinde; despotizmin, yasakçılığın, özgürlük düşmanlığının sonunda mutlaka yenileceğini; bu kansız savaşı özgürlükçü, mutlu olmayı isteyen gençlerin kazanacağını savunuyor…

İran Devlet Başkanı Ruhani’nin, “Mutluluk” şarkısını söyleyip dans eden İranlı gençlerin tutuklanmaları üzerine attığı bir tivitle onları nasıl serbest bıraktırdığını anlatıyor…

Nefis bir makale…

Özkök yine bugün bir başka makalesinde ise Kürt meselesinin “Erdoğan – Öcalan projesi” olarak kaldıkça çözülemeyeceğini hatırlatıyor…

Gerekçelerinden biri, ikisinin de Makyavelist oluşu…

Kürtlerin sorunlarının (Kürt sorununun değil) Erdoğan – Öcalan ikilisi tarafından çözülemeyeceği ve haliyle “kalıcı barış” tesis edilemeyeceği konusunda Ertuğrul’la hemfikirim…

Ama…

Barış sürecini o ikilinin başlatmadığı gibi bitirmeye de güçlerinin yetmediğinden emin olduğum için, önünde sonunda (Ki çok fazla sürmeyecek) bölgemizde barışın kurulacağına inanıyorum…

Bu nedenle umutlu ve huzurluyum…

Ancak…

Erdoğan ve Öcalan’ın Makyavel’den esinlendiklerini asla düşünmüyorum…

Zira Makyavel’in ilkelerinde “Şark Kurnazlığı” yok…

Makyavel nizami faulü savunan ama kale önünde topu elle kaleye gönderdikten sonra golü kafa ile attığını işret ederek sevinçle santraya koşanlardan değil…

Yani…

Siyaset bir oyundur…

Devlet yönetmek oyunların en büyüğü hatta en kutsalıdır…

O oyun içinde nizami olmak, centilmenlik sınırını aşmamak şartıyla belli stratejiler uygulanabilir…

Ve hatta…

Rakibi sadece durdurmak amaçlı nizami fauller de yapılabilir…

Ama…

Ertuğrul’un “Makyavel’e benzeterek eleştirdiği” Erdoğan ve Öcalan’ın siyaset ya da müzakere oyununu centilmenlik sınırlarını aşmadan oynadıklarını söyleyebilmek mümkün değildir…

Ben söyleyemem…

Söyleyen varsa da saygı duyarım ama inanmam…

Neyse…

Bu kısım, Makyavel’i savunma amaçlı yazıldı…

Asıl amacım; Ertuğrul’un Ruhani üzerinden verdiği örneği çok tuttuğumu…

Mutluluğun dünyanın en büyük servetiyle bile değiştirilemeyecek bir değer olduğu…

Ülkemizin ise giderek mutluluğa düşman politikacılar tarafından yönetildiği konusundaki tespitlerini alkışlamaktı…

Ve alkışlıyorum…