Ertuğrul Özkök için...
“Kendisi o acıyı yaşamasaydı da bu satırları yazar mıydı?” sorusunu soracakların sayısının az olmadığını biliyorum…
İşte bu!..
Takdir ölçüm bu yani…
Objektif olmak, olabilmek…
Kendisine yapılmasını istemediği bir şeyin başkasına yapılmasına da razı olmamak…
Başkalarının nasıl olmalarını istiyorsa, kendisi de aynen öyle olabilmek…
Yani…
Ertuğrul Özkök gibi olabilmek…
Bugünkü Hürriyet’te “Ne kızıyorsunuz doğrusunu yaptı” başlığı altında yayımlanan makalesinde bakın ne diyor:
Bakın size samimi bir şey söyleyeceğim.
Ben bir telefon dinleme mağduruyum.
Dikkat ediyorum, telefonu illegal yollardan dinlenip, servis edilmiş insanlarda asgari bir vicdan oluşuyor.
Hiçbiri çıkıp "Benimkiler dinlendi, şimdi de onlarınki dinleniyor. Oh olsun" demiyor. O nedenle TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e yapılan eleştirileri anlamıyorum.
Anlamadığım gibi, tepki duyuyorum.
Yapmayın bunu.
Evet…
“Yapmayın bunu”…
“Kendisi o acıyı yaşamasaydı da bu satırları yazar mıydı?” sorusunu soracakların sayısının az olmadığını biliyorum…
Benim tanıdığım Ertuğrul o acıyı yaşamasaydı da bu satırları yazardı…
Onun için “Ertuğrul Özkök” ya…
Onun için kimileri ondan gizlice nefret etseler de “onun gibi görünmeye” çalışıyorlar ya…
Alkışlarım Ertuğrul Özkök için…