Ertuğrul Özkök <font color='#FF0000'>çok fena patladı</font>
O gece programa katılanlara bir çift lafım olacak diyen Özkök çok fena patladı. Hepsine ayrı bir başlık açtı ve....
GAZETECİLER.COM - Ertuğrul Özkök dünkü açık
istifasının ardından bugün köşesinden Bahattin Yücel'in yolladığı
açıklamayı yayınladı. Gazeteciler.com'da aktardığımız gibi Yücel,
Ertuğrul Özkök'ün ismini temize çıkarttı.
Özkök bu
açıklamayı verdikten sonra yazısının önemli bir bölümünü CNN Türk
ekranındaki yayına ayırdı. Özkök kendi grubunun haber kanalı için
ağır bir benzetme yaptı ve CNN Türk'ü bir dönem yayında olan
Çiller'in kanalı BTV ile aynı kefeye koydu.
Programdaki her bir isim için de ayrı bir başlık açan Özkök,
içindeki kızgınlığı döktü. En çok Mehmet Ali
Birand'a sitem etmiş, Ahmet Hakan'a da
lafını sokmuş. Nazlı Ilıcak için ise teşekkürü
var...
İşte "Programdaki arkadaşlara bir
çift sözüm var" diyerek yazdıkları;
NİYE EKRANA
ÇIKMADI?
O gece programa katılıp, iftiralara cevap vermedim.
Çünkü hayatımın 20 yılı, birçok televizyonda,
hakkımda yapılan saldırı yayınlarına tahammül
ederek geçti. Bir gazeteci olduğum için, hiçbirine ne
cevap verdim, ne da dava açtım.
Önce BTV diye bir televizyon, hakkımda en ağır yayınları yaptı.
Sonra Tuncay Özkan’ın sahibi olduğu televizyon, her gece hakkımda
en ağır hakaretleri, iftiraları yayınlıyordu. Tek kelime sesimi
çıkarmadım.
CNN TÜRK'E ÇAKTI
Görüyorum ki, şimdi vardiyayı başka televizyonlar
almış. Demokratik bir ülkeyiz. İsteyen istediğini
söylesin. Ayrıca demokratik ülkelerde tek taraflı yayın yapmak da
bir haktır. Önceki gece programa katılanlara benim de bir çift
sözüm var.
SEVGİLİ AHMET HAKAN
28 Şubat’ı yargılıyorsunuz. Çok güzel. Elbette konuşulmalı, geçmişten dersler çıkarılmalı. Ama senden Mehmet Ali Birand’a da şu soruyu sormanı beklerdim. “Mehmet Ali Bey; Siz 12 Eylül’ün de belgeselini yaptınız. Orada basından ve gazetecilerden hiç söz etmediniz. Acaba neden? Siz ki, 12 Eylül üzerine kitap da yazdınız. 12 Eylül’e giden günlerdeki gazetelerin manşetlerinden, darbe öncesi ve sonrası yazılan yazılardan tek kelime yok. Orada yok da 28 Şubat’ta gazetecilere bu kadar rağbet niye? 12 Eylül öncesi ve sonrası gazetecilerin hiç mi hatası yoktu?” Tabii bir de 28 Şubat kararlarının ve uygulama kararlarının altındaki “ıslak imzaların” kime ait olduğunu tartışmaya açmanızı beklerdim.
SEVGİLİ BİRAND
Sen ki, andıç mağdurusun; sen ki, o günlerde
kendini ve ailenin çektiklerini haklı olarak dile getiriyorsun ve
haklısın. Senin gözünün önünde bana, birinci değil, ikinci
değil, üçüncü kişinin ağzından bu iftira atılıyor.
Orada en çok senden anlayış beklerdim. Ben senin
çektiklerini çok iyi anladım. Umarım bir gün sen de
benimkileri daha iyi anlarsın.
SAYIN NAZLI ILICAK
Size teşekkür ederim. 28 Şubat sürecinde “Refah Partisi’nin kapatılmaması gerektiği” konusundaki yazımı ekranda göstermişsiniz. Siz vicdanlı ve mücadeleci bir insansınız. Keşke Fethullah Gülen’in “Erbakan’a yaptığı çekilin çağrısı” manşetini de koysaydınız. Bir de AK Parti’nin kapatılma kararının Anayasa Mahkemesi’nde son görüşülmesinden bir hafta önce benim Dolmabahçe’de Başbakan Erdoğan’la yaptığım mülakatı da gösterseydiniz. İki gün üst üste manşetten verdiğimiz o mülakatta Erdoğan’ın söylediği sözler çok etkileyiciydi.
İFTİRA SAHİBİ KİŞİYE( Can Ataklı)
Bir de şunu belirtmek isterim. Önceki gece orada sadece bana
iftira atılmadı. Eski bir bakana da iftira atıldı. Sanki, hakkında,
yolsuzluk dosyalarından korkup istifa ettiği gibi bir hava
yaratıldı. Oysa o olaydan sonra içinde yer aldığı hükümet hakkında
verilen gensoruya ret oyu vermiş.
Yolsuzluk dosyasından korkan bir insan bunu yapar mı?
28 Şubat’ta medyanın “günahlarının” tartışıldığı bir
programda bu kadar medya günahı fazla değil mi?
Yazının tamamı için