Ertuğrul Özkök erkeğin neyine bakar?

Madem bu soy sop tartışması açıldı, madem, bazı siyasetçilerimiz, “rakiplerinin” soy sopunun hesabını soracak kadar kendinden geçti

GAZETECİLER.COM - Ertuğrul Özkök, "soy - sop" atışmalarının yapıldığı ancak asıl tartışılması gereken anayasa değişikliği paketinin unutulduğu bir medya ve siyaset ortamında mükemmel bir öyküyü anlatıp yorumluyor...
Ahlâkın "sadakat" ve "bel altı" ile değerlendirildiği, beyin ve ruh ahlâkının ise unutulduğunu ima edip, "ben erkeğin de kadının da soyağacına değil, soyluluğuna bakarım" diyor.
Bakın nasıl.

Alın size bir ‘soy sop’ hikayesi

SOY sop hesabı sormak, hayatta en ağırıma giden şeydir.
Türklüğümle hep övündümse de, aidiyetimi, kimliğimi soy sopta aramak aklımın ucundan bile geçmedi.

Madem bu soy sop tartışması açıldı, madem, bazı siyasetçilerimiz, “rakiplerinin” soy sopunun hesabını soracak kadar kendinden geçti; ben de bu tartışmaya, soysuzluk değil de “soyluluk” tarafından gireyim.
Tarihten küçük bir örnekle.
* * *
14 Nisan 1912...
Saat 23.40.
Geminin birinci mevkiinin en lüks süitinde bir adam, elinde konyak kadehiyle oturmaktadır.
Kapısı çalınır.
Genç bir kadın kapının dışında haykırmaktadır:
“Ben, Ben. Sevgilim lütfen kapıyı aç. Benim...”
Kapıyı çalan kadın, evli adamın sevgilisidir.
Birlikte Fransa’dan Amerika’ya seyahat etmektedirler.
Ve tam o dakikalarda Titanic bir buzdağına çarpmıştır.
Kadının “Ben” diye seslendiği adam, geminin en zengin yolcularından biridir.
Minette adlı sevgilisi, genç bir Fransız şarkıcısıdır.
Birlikte geminin üst katına çıkarlar.
Genç kadın korkuyla “Ben, ne oluyor, çok korkuyorum” der.
Ben, serin havayı içine çeker ve cevabını verir:
“Uzun bir gece başlıyor...”

Özkök'ün yazısının tamamını
İndirim Sezonlarında Akıllı Alışveriş: En İyi Fırsatları Yakalamanın Yolları