Ertuğrul Özkök; 'Ben Babıali'nin Özal'ıyım'
Tempo dergisine verdiği röportajda bir de samimi itirafta bulundu. Ahmet Kaya ile ilgili...
GAZETECİLER.COM - Ertuğrul
Özkök Tempo dergisine verdiği röportajda yine çok konuşulacak
sözler söyledi: Devrim yapmaya geldi, devrim yaptım... Ben
Babıali'nin Özal'ıyım...
İşte o söyleşiden satırbaşları;
PİŞMAN OLDUĞU HABER
En büyük hata değil de, hata diyelim. Mesela Ahmet Kaya, çok sevdiğim bir müzisyendi; magazinciler gecesinde ben de oradaydım; ama o konuşmayı yapmadan kalkmıştım. Bugün olsa, onun hakkındaki o iki manşeti, daha yumuşak atardım. Gerçi, aynı şey Ahmet Kaya için de geçerli, keşke öyle bir gecede düşüncelerini biraz daha yumuşak tonda dile getirseydi.
HATANIN ALTINDAN KALKILMAZ
Gazeteciliğin en kötü tarafı budur, hatanın altından kalkamazsın! Çünkü o manşetler, o yazılar, sonsuza kadar orada kalır; üstelik benim gibi sevmeyenin çoksa, ikide bir önüne konur. Bin kere özür dilesen de ağızlarından kurtulamazsın. En iyisi taşımaktır, dik durarak taşımaktır. Ben, hatalarımın altında ezilmeden, dik durmaya çalıştım. Omurga böyle şeyler için lazım!
BEN BABIALİ'NİN ÖZALIYIM
İsmet Berkan, ben ayrıldıktan sonra yazdığı yazıda, beni şöyle tarif etti: "Türk basınını sonsuza kadar değiştiren genel yayın yönetmeni." Bak, bu konuda alçak gönüllü olamayacağım. Ben Babıali'ye devrim yapmaya geldim ve yaptım. Bazıları o devrimleri sevmedi, hatta nefret etti. Ama aklına güvendiğim profesyoneller, neler yaptığımı anladı ve takdir etti. Ben bu meslekte ağır siyaset yazarlarının tekeline son verdim. Hayatın bütün alanlarını, gazetecilerin iskânına açtım. Şarap yazıları yazan birinin de çok önemli yazar olabileceğini gösterdim. Ama en önemlisi, gazetecilerin, kendilerini hak etmedikleri kadar ciddiye alan ego balonlarına iğne soktum. En çok da kendimle dalga geçtim. Özal, bu ülkeye ne yaptıysa, ben de gazetecilik mesleğine onu yaptım.
İşte o söyleşiden satırbaşları;
PİŞMAN OLDUĞU HABER
En büyük hata değil de, hata diyelim. Mesela Ahmet Kaya, çok sevdiğim bir müzisyendi; magazinciler gecesinde ben de oradaydım; ama o konuşmayı yapmadan kalkmıştım. Bugün olsa, onun hakkındaki o iki manşeti, daha yumuşak atardım. Gerçi, aynı şey Ahmet Kaya için de geçerli, keşke öyle bir gecede düşüncelerini biraz daha yumuşak tonda dile getirseydi.
HATANIN ALTINDAN KALKILMAZ
Gazeteciliğin en kötü tarafı budur, hatanın altından kalkamazsın! Çünkü o manşetler, o yazılar, sonsuza kadar orada kalır; üstelik benim gibi sevmeyenin çoksa, ikide bir önüne konur. Bin kere özür dilesen de ağızlarından kurtulamazsın. En iyisi taşımaktır, dik durarak taşımaktır. Ben, hatalarımın altında ezilmeden, dik durmaya çalıştım. Omurga böyle şeyler için lazım!
BEN BABIALİ'NİN ÖZALIYIM
İsmet Berkan, ben ayrıldıktan sonra yazdığı yazıda, beni şöyle tarif etti: "Türk basınını sonsuza kadar değiştiren genel yayın yönetmeni." Bak, bu konuda alçak gönüllü olamayacağım. Ben Babıali'ye devrim yapmaya geldim ve yaptım. Bazıları o devrimleri sevmedi, hatta nefret etti. Ama aklına güvendiğim profesyoneller, neler yaptığımı anladı ve takdir etti. Ben bu meslekte ağır siyaset yazarlarının tekeline son verdim. Hayatın bütün alanlarını, gazetecilerin iskânına açtım. Şarap yazıları yazan birinin de çok önemli yazar olabileceğini gösterdim. Ama en önemlisi, gazetecilerin, kendilerini hak etmedikleri kadar ciddiye alan ego balonlarına iğne soktum. En çok da kendimle dalga geçtim. Özal, bu ülkeye ne yaptıysa, ben de gazetecilik mesleğine onu yaptım.