Ertuğrul Kürkçü için
Akıllı insan küfür etmez... Akıllı insan düşüncesi, dini, ırkı, dili ne olursa olsun hakaret etmeyen, saygı duyandır..
Eskiler, "güvenme güzelliğine bir küçük sivilceye
bakar" demişler.
Başından beri "Akil İnsanlar Heyeti" kurulmasına karşı olmadığımızı aksine çok inandığımızı haykırdık durduk.
"Ama" dedik "asıl olan böyle bir heyet oluştururken gerçekten akıllı insanlarla çalışmaktır".
Akıllı insan küfür etmez...
Akıllı insan düşüncesi, dini, ırkı, dili ne olursa olsun hakaret etmeyen, saygı duyandır...
Eğer siz kalkar da "Akıllı İnsanlar Heyeti" arasına böyle birini koyarsanız o kişi o güzelim heyetin sivilcesi olur...
İşte bu sivilcelerin çokluğu nedeniyle Heyete değil, heyeti oluşturan kimilerine ititraz ettik.
Ali Bayramoğlu ve Etyen Mahcupyan'a; Hırant Dink için "Pis Ermeni" diyen; en çok nefret söyleminde bulunan gazetenin baş yazarı olan, meslektaşlarına "orospu çocuğu" demekten utanmayan Hasan Karakaya ile nasıl olup da aynı heyette olabildiklerini de o nedenle sorduk...
Cevap alamadık...
Demek ki bu iki arkadaşımız için önemli olan nefret söylemcisi olmak değil; o heyette yer alabilmekmiş...
Moralimiz bozulmuşken Ertuğrul Kürkçü çıktı ve yiğit bir haykırışla; "Hasan Karakaya'ya neden inanayım?" diye sordu...
Ali Bayramoğlu ve Etyen Mahcupyan'ın söylemeye cesaret edemedikleri gerçekleri söyledi;
"Ben şimdi ona ne diye inanacağım? Ne diye o gazetenin bütün gün yazdığı yalanların başında duran adamın bir yandan barış kurucusu olabileceğini düşüneceğim?” dedi...
Biz de bu dürüstlüğü, yürekliliği nedeniyle Ertuğrul Kürkçü'yü alkışladık...
Başından beri "Akil İnsanlar Heyeti" kurulmasına karşı olmadığımızı aksine çok inandığımızı haykırdık durduk.
"Ama" dedik "asıl olan böyle bir heyet oluştururken gerçekten akıllı insanlarla çalışmaktır".
Akıllı insan küfür etmez...
Akıllı insan düşüncesi, dini, ırkı, dili ne olursa olsun hakaret etmeyen, saygı duyandır...
Eğer siz kalkar da "Akıllı İnsanlar Heyeti" arasına böyle birini koyarsanız o kişi o güzelim heyetin sivilcesi olur...
İşte bu sivilcelerin çokluğu nedeniyle Heyete değil, heyeti oluşturan kimilerine ititraz ettik.
Ali Bayramoğlu ve Etyen Mahcupyan'a; Hırant Dink için "Pis Ermeni" diyen; en çok nefret söyleminde bulunan gazetenin baş yazarı olan, meslektaşlarına "orospu çocuğu" demekten utanmayan Hasan Karakaya ile nasıl olup da aynı heyette olabildiklerini de o nedenle sorduk...
Cevap alamadık...
Demek ki bu iki arkadaşımız için önemli olan nefret söylemcisi olmak değil; o heyette yer alabilmekmiş...
Moralimiz bozulmuşken Ertuğrul Kürkçü çıktı ve yiğit bir haykırışla; "Hasan Karakaya'ya neden inanayım?" diye sordu...
Ali Bayramoğlu ve Etyen Mahcupyan'ın söylemeye cesaret edemedikleri gerçekleri söyledi;
"Ben şimdi ona ne diye inanacağım? Ne diye o gazetenin bütün gün yazdığı yalanların başında duran adamın bir yandan barış kurucusu olabileceğini düşüneceğim?” dedi...
Biz de bu dürüstlüğü, yürekliliği nedeniyle Ertuğrul Kürkçü'yü alkışladık...