Ersoy Dede Can Dündar'ı yerden yere vurdu!
Star yazarı Ersoy Dede, Enis Berberoğlu'nun mahkum olmasına neden olan MİT tırları görüntülerini Can Dündar'a kimin verdiğinin açıklığa kavuşmadığını belirtti.
Star yazarı Ersoy Dede, Enis Berberoğlu'nun mahkum olmasına
neden olan MİT tırları görüntülerini Can Dündar'a kimin verdiğinin
açıklığa kavuşmadığını belirtti.
Ersoy Dede, bu davada konuşması gereken kişinin Can Dündar olduğunu
ama hesap vermek yerine yurt dışına kaçtığını savundu.
İşte Ersoy Dede'nin bugünkü yazısından bir bölüm:
O görüntüleri Enis Berberoğlu mu verdi?
Enis Berberoğlu hakkında karar çıktı.. “Devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklamak” suçundan 5 yıl 10 ay hapis cezası aldı.. Daha evvelki 25 yıla mahkum olduğu kararda yer alan; ‘casusluk maksadıyla’ ifadesi yeni kararda yok.. Öyle anlaşılıyor ki, Berberoğlu bu kararla birlikte önümüzdeki günlerde tahliye olacak.. Ama şu soru hâlâ daha cevaplanmış değil; “O görüntüleri Can Dündar’a kim verdi?..” Berberoğlu hakkındaki yargılamanın esası, Can Dündar’ın kitabında yer verdiği iddialara dayanıyor.. Görüntüleri aldığı güne ve saate dair bilgiler ile görüntüleri kendisine getiren kişiye dair yaptığı tasvir.. Bu yazılanlardan yola çıkan savcılık ise o gün ve saatte bahse konu lokasyonda Enis Berberoğlu’nu tespit ediyor.. İş böyle başlıyor.. Berberoğlu o gün o saatlerde oralarda olduğunu reddetmiyor.. Ki zaten reddedemiyor.. Ama Can Dündar’la buluşmadığını sadece telefonla konuştuğunu söylüyor. Söylediğine göre telefonunun sinyal verdiği yer ise Cevahir’in önündeki CHP standı.. Yerel seçim için müziklerin çalındığı, broşürlerin falan dağıtıldığı çadır.. Sonrası da yok.. Mahkemenin kararı da kamuoyundaki hakim kanaat de görüntüleri Berberoğlu’nun verdiği yönünde.. Ne CHP ne de konunun tarafları burada ikna edici yeni deliller ortaya koymuş değil.. Israrla bunun suç olmadığı üzerine savunma kuruyorlar.. Ya hu muhtevanın ya da bunu yayınlamanın suç olması başka konu, ‘Sen mi getirdin?’başka.. Onu bir anlayalım hele..
Can Dündar neden konuşmuyor?
Adam, adliye önünde kurşunlar yağarken karısını eli silahlı bir adamın insafına terk edip bir muhabirin arkasına saklanmıştı.. Birlikte çalıştığı ‘Özgürüz’ platformunda yola çıktığı arkadaşlarını, Alman patrona karşı yüzüstü bıraktı..
Koltuğunu bıraktığı Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Akın Atalay
cezaevindeyken Almanya’da gününü gün etti. Dolayısıyla bu soru çok
yersiz kaçabilir.. Fakat insan sormadan edemiyor.. Neden Can
Dündar, bir gün olsun, bir kere olsun; “Yanlış adamı tutukladınız,
bana görüntüleri veren Enis Berberoğlu değildir”
demedi.. Bakın demiyorum ‘kim verdi sana görüntüleri açıkla’
diye.. Mahkeme bile sormamış.. Ben neden sorayım.. Anayasa
Mahkemesi, ‘bu iş haberciliktir işidir’ demiş.. Dolayısıyla
kaynağını açıklamak zorunda olmadığına dolaylı olarak vurgu
yapmış.. İyi tamam, açıklamasın kaynağını.. Ama kitabında bir
tarif yapmış.. Milletvekili demiş.. Solcu demiş.. Savcı da,
'Enis Berberoğlu’nun peşine düşmüş.. İtirazın var mı yok mu?..
İnsan konuşmaz mı ya hu?.. O gün solcu milletvekili
sayabileceğimiz üç isimle daha görüşüyor Can Dündar.. Sırrı Süreyya
Önder, Rıza Türmen ve Zülfü Livaneli ile.. Tüm bu zan altında
bıraktığı isimlerle ilgili bir açıklama yapması beklenmez mi?..
Ersoy Dede'nin yazısının tamamı için tıklayın