Ersoy Dede, A 330'daki gazetecilerin magazini yazdı...
Sokakta dans eden gazeteciler kim? "Atma hikaye" üstadı kim?.. Ersoy Dede "ev"den izin alabilirse ne yapacak?.. Ersoy Dede neler öğrendi?..
Star yazarı Ersoy Dede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la Afrika turuna çıkan gazetecilerin "magazini"ni yazdı...
Gezinin en çok konuşulan ismi kimdi?..
En "atma" hikayecisi kimdi?..
Sokak çalgıcılarının müziğiyle kimler sokakta göbek attı?..
Hangi gazeteciler bu gezide bıyık bırakmaya karar verdi ve bıraktı?..
Ersoy Dede sakal bırakmaya mı karar verdi?..
Hande Fırat'ın bilinmeyen tutkusu ne?..
İşte tüm bu soruların cevaplarını Ersoy Dede'nin köşesinden okuyalım:
A 330 MAGAZİN...
Cumhurbaşkanı, üç Afrika ülkesini kapsayan temaslarını tamamladı.. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile uçakta yaptığımız politik içerikli mülakat gerekse Afrika temaslarından çıkan neticeleri bugün gazetenizin ilk sayfasında okudunuz..
Peki bu haberlere imza atan isimlerin Afrika seyahati nasıl geçti?.. Dilerseniz bir parça ona bakalım..
Gezinin en çok konuşulan konusu İsmail Kapan’ın anlattığı Graça Machel - Nelson Mandela aşkı oldu.. Trajik biçimde uçak kazası sonucu hayatını kaybeden Mozambik devlet başkanı Samora Machel öldükten sonra eşi Graça, Nelson Mandela ile evlenmişti..
Kapan’a göre bu aşk, Samora Machel hayattayken başlamış olmalı..
İlginç bilgi..
Gezinin en kıdemli ismi Erdal Şafak’ın çiçek
tutkusu da önemli yer tuttu..
Erdal Bey, dünyanın farklı özelliklere sahip başka başka
coğrafyalarından çiçekler taşıyor İstanbul’a.. Ve anlattığına göre
bu çiçeklerin tümü tutmuş..
HANDE FIRAT İLE HAKAN ÇELİK'İN SOKAK DANSI..
Gezinin en renkli sahnesi Hakan Çelik ile Hande Fırat’ın
Madagaskar’da sokak çalgıcılarının müziğiyle dans ettiği sahne
olmalı.. Ben daha fazla anlatmayayım, o anların
görüntüleri çıkacaktır elbet.. Ve kuşkusuz Tanzanya’ya indiğimiz
andan itibaren Hakan Çelik’in sineklere karşı aldığı sert önlemler
heyette en çok konuşulan konular arasındaydı..
TURGAY GÜLER'İN "ATMA" ÖYKÜLERİ!..
Gittiğimiz yerlerin isimleri konusunda Turgay Güler’in
atma öyküleri çok keyifliydi.. Mesela Madagaskar isminin
‘Madame Gaskare’den geldiğini ciddi ciddi
anlattı.. Klimanın da ilk olarak ‘Kilimanjaro’da
bulunduğunu, adını oradan aldığını söylüyordu..
ALİ ADAKOĞLU'NUN ARABASI ÇALINDI...
Ali Adakoğlu’nun arabasının çalınması ise gezinin en öncelikli gündem maddesiydi.. Gırgırı çok uzun süre döndü. Ali Adakoğlu bütün heyete yemek ısmarlayacağını söyleyince iş tatlıya bağlandı.. Erkek yazarlar arasında sakal ve bıyık meselesi de fazlaca konuşulan konular arasındaydı..
ERSOY DEDE SAKAL BIRAKMAYA HAZIRLANIYOR, TABİ 'EVDEN' İZİN ALABİLİRSE!
Burhanettin Duran ile Kadir Demirel, sinekkaydı tıraşa veda ederek bıyık bırakmaya karar verdi..
Ben de İsmail Yuvacan’a sakallı yaşamın zorluklarını sordum.. Aslında asıl merak ettiğim evi buna nasıl ikna ettiğiydi.. Meğer o da evde ciddi bir dirençle karşılaşmış.. Ama zamanla halletmiş.. Çeşitli taktikler aldım, deneyeceğim..
HER GEZİDEN HEDİYE OLARAK GÖZLÜK GETİREN İSİM KİM?
Mozambik’te bir gözlük standının önünde ise ilginç bir diyaloga denk geldim.. Ekrem Kızıltaş ile Ali Adakoğlu hararetli bir şeyler konuşuyorlardı..En son duyduğumda Ali şöyle diyordu; “… Ekrem Abi her ülkeden değil, her Cumhurbaşkanlığı dış gezisinden gözlük alıyorum sana. Bu dış gezi üç ülkeyi kapsıyor diye üç gözlük birden alamam.…”.. Neye bağladıklarını bilemem..
Bütün bu renkli isimleri aynı heyette bir araya getiren Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Lütfullah Göktaş ise her seferinde olduğu gibi sessizce ve ciddiyetle işine yoğunlaştı..
NELER ÖĞRENDİK?
Erdal Şafak’ın sıkı bir vejeteryan olduğunu öğrendik. Afrika sineklerini bile öldürmek yerine eliyle kovalamayı tercih etti.
Hande Fırat’ın resim tutkusunu öğrendik.. Mozambik’te sokak sokak resim topladı..
Serdar Karagöz’ün çok pratik olduğunu öğrendik.. ‘Hadi gidiyoruz’ denildiğinde bir kaç saniyede, nasıl odasını boşaltıp giyinip çıktığını görseniz inanamazdınız..
Murat Akgün’ün, nasıl sıkı bir pazarlıkçı olduğunu
öğrendik.. Bir şey eğer 20 dolarsa Murat Akgün ona en
fazla 5 dolar ödeyecek demektir..
Selçuk Tepeli’nin neredeyse konuşulan bütün dilleri
bildiğini öğrendik. Karşımıza kim çıkarsa çıksın hangi
dilde ne söylerse söylesin Selçuk meseleyi çözebiliyordu.
Hakan Çelik’in ne kadar titiz olduğunu öğrendik. Timsahların panterlerin olduğu o vahşi doğa ortamından çıktığımızda bile yeni kuaförden çıkmış gibiydi..
Fatih Er’in nasıl teşkilatçı olduğunu öğrendik.. Gittiğimiz, suyu elektriği bile olmayan dağ köylerinde bile TRT World’ün izlenmesinin bir açıklaması olmalı..
Fahrettin Altun’un yemekten anladığını öğrendik.. İki sefer de seçimimi ona bakarak yaptım. Pişman olmadım.