Erman Toroğlu olanı biteni anlattı!
Erman Toroğlu'nun büyl ihaleden sonra Digiturk'ten kovulmasının perde arkası nedir? Toroğlu her şeyi yazdı!
Erman Toroğlu'nun büyl ihaleden sonra Digiturk'ten kovulmasının perde arkası nedir? Toroğlu her şeyi yazdı!
Olan biten her şeyi Çarşamba günü Hürriyet'deki köşesinde yazacağını söyleyen Toroğlu sözünde durdu. Digiturk'ten hangi şartlarda ve nasıl kovulduğunu anlatan Toroğlu adeta içini dökmüş. Neyse mevzuyu biliyorsunuz zaten. Söz Erman toroğlu'nda...
İhale bana kaldı
Maraton’un kalkmasının sebebi siyasi değil. Cumhurbaşkanı Gül, Maraton’u sürekli izlediğini bizzat ifade etti. Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulu da programın devam etmesini istiyordu.
GEÇTİĞİMİZ 20 yılda benim aklımda kalan dört adet artık klasik
olmuş televizyon programı var: Arena, Siyaset Meydanı, 32. Gün ve
Maraton.
Diğer üçü siyasi, ekonomik, toplumsal programlar, bizimki futbol
programı. Hoş zaman zaman ben buna ekonomiyi de, toplumu da
katıyordum. Bence fena da olmuyordu. Arena, Siyaset Meydanı ve 32.
Gün zaman zaman banttan da yayınlanan programlar. Ama bizimkinin
bant şansı yok. Hep canlı canlı. Bazen 2.5 saat, bazen 4.5 saat.
Bir de karşınızdaki yelpazeyi göz önüne getirdiğinizde, varın
gerisini siz düşünün.
Tam ihale başladığında Pegasus uçağıyla İstanbul-Londra seferine
başlamıştım. Londra’ya indiğimde ihalenin Digitürk tarafından
alındığını öğrendim. Üç gün Londra’daki dostlarımla gezdim tozdum.
Döndüm, İstanbul’da bir restorana gittim, önüme bir Vatan gazetesi
getirdiler. Digitürk Genel Müdürü Ertan Özerdem ile Sanem Altan
röportaj yapmışlar, bu röportajın üzerinde 8 sütun manşet; “Çanlar
Erman Hoca için çalıyor” başlığı ve benim kelle resmim...
Bu olayda şahıslar ne kadar etkili, onu
bilemem
Genel Müdür’ün konuşmaları ile yukarıdaki haberin ayrıntıları
örtüşüyor. Yani, benim olayım, benim ile şirket arasında gözüküyor.
Bu sonuçta şahıslar ne kadar etkili, onu bilemem. Aslında bu tarz
bir yazı yazmak istemedim. Ama suçlamalar öyle boyutlara gitti ki,
‘doğru muydu yanlış mıydı’ araştırma yapmaya başladım. O zaman
yukarıdan başlayarak aşağı doğru inelim:
1- Gül: “Beni uykusuz bırakıyor” demişti
“Maraton’un kalkmasının sebebi siyasi olabilir” diyenler oldu. Katılmıyorum, çünkü şu anda iktidarda olan partinin kurucularından olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül çok yerde beyanat vererek, “Maraton’dan şikayetçiyim çünkü beni gece yarılarına kadar uykusuz bırakıyor” demiştir. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Maraton hakkındaki düşüncelerini sevgili dostum, arkadaşım merhum Hasan Doğan’dan dolayı biliyorum.
2- “Toroğlu’nun işine niye son vermediniz” dediler
Maraton’un ‘badem!’ olma kararı nerede alındı? Yayın ihalesine
çıkıldıktan sonra Türk Telekom ile Digitürk ekipleri üst düzey
toplantılar yaptılar ve sonunda el sıkışıp ihaleye beraber girme
kararı aldılar. İhaleye iki gün kala Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldırım’ın da bulunduğu, Türk Telekomcularla beraber yapılan
toplantıda, ‘ihaleye Digitürk’le beraber girilmeme’ kararı alındı.
Türk Telekom tek başına girecekti. Bu isteğin daha yukarılardan da
geldiği söyleniyor.
İşte burada Digitürk tarafında panik başladı. Belki de bu arada
karşılıklı vaatler verildi. Mesela ihaleye iki gün kala Ertan
Özerdem’in odasına Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, asbaşkanı Ali
Yıldırım ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor Başkanı Göksel
Gümüşdağ girdiler. Burada Ali Yıldırım’ın Özerdem’e,
“Yıllardır söz verdiğiniz halde Erman Toroğlu’nun işine niye son
vermediniz?” cümlesi var. Bunu sağda solda söyleyen de Göksel
Gümüşdağ’dır.
3- Kulüpler Birliği’nde hiç gündeme gelmedi
“Erman Toroğlu’nu Kulüpler Birliği istemedi” denildi. Ben kulüp
başkanlarıyla hep belli mesafede durmuşumdur. Ama böyle bir önemli
olayda bazı kulüp başkanlarını bizzat aradım. Bazıları da beni
aradılar. Söylediği cümleler netti:
“Bu konuyla ilgili Kulüpler Birliği toplantısında Erman Toroğlu’nun
‘E’si bile geçmedi. Ve böyle bir istek getirilseydi, kesinlikle
reddedilirdi.”
Yalnız burada iki ayrıntı var... Bu Kulüpler Birliği
toplantısından sonra dört kulüp başkanı; Fenerbahçe Başkanı Aziz
Yıldırım, Kayserispor Başkanı Recep Mamur, Sivasspor Başkanı Mecnun
Otyakmaz ve İstanbul Büyükşehir Belediyespor Göksel Gümüşdağ
sohbete oturuyorlar... Burada benim mevzum geçiyor.... Ve sonra bu
grup yemeğe gidiyor.
Araştırmaya devam ediyorum ve Kayserispor Genel Menajeri Süleyman
Hurma’yı arıyorum, diyorum ki:
“Kayserispor Başkanı’nın Şansal Büyüka’ya gönderdiği teşekkür
mektubunun henüz imzası kurumadı.”
Neler diyor Recep Mamur:
“İyi ki Maraton programı var, iyi ki sizler varsınız, yoksa biz
Anadolu takımları mahvolacağız. Bana küfreden ve baskı yapan bu
seyirciye karşı benim yanımda dimdik ayakta duruyorsunuz. İkinize
de teşekkür ediyorum.”
Ve Süleyman Hurma devam ediyor:
“Başkanımla bizzat konuştum. Bana söylediği; ‘Mektubun arkasında
sonuna kadar duruyorum. Ben o 4-5 kulüp başkanıyla yenen yemekte ne
Erman Toroğlu’nun ne Şansal Büyüka’nın ne de Maraton’un aleyhinde
konuşmadım. Yalnız Aziz Yıldırım dedi ki; ‘Ertan Özerdem’le
konuştum, sezon sonunda Erman Toroğlu’nu görevden alacak... Ben en
ufak bir yorum yapmadım.”
4- “Elbirliğiyle Erman Toroğlu’nu yollamalıyız”
İhale bitiyor. Şu anda Süper Lig’de oynayan bir kulübün başkanı
(ismi bende saklı) Aziz Yıldırım’ı arıyor... “Başkan, tebrik
ederim. Çok güzel bir ihale oldu” deyince Yıldırım’ın cevabı
enteresan:
“Henüz işimiz bitmedi, elbirliğiyle bu Erman Toroğlu’nu yollamamız
gerekiyor.”
Buna benzer, kulüp başkanlarıyla ilgili birkaç detay daha var. Ama
bakın ben bunlara detay olarak bakıyorum, esas olarak görmüyorum.
Çünkü esas olan Maraton ile Digitürk’tür.
5- Küfürle mücadelemiz için teşekkür etmişlerdi
“Erman gidecek küfür bitecek” diyenler de oldu...
Küfürle en fazla mücadele eden adam benim. İşte Kayserispor Başkanı
Recep Mamur’un söyledikleri. Biraz geriye gidin, Aziz Yıldırım’ın
2006 yılında Beyoğlu’nda bir Fenerium mağazası açarken kameralara
söyledikleri:
“Türkiye’de küfürle sadece iki kişi mücadele ediyor. Buradan
ikisine de açık teşekkür ediyorum; birisi Şansal Büyüka’dır, diğeri
Erman Toroğlu.”
6- Futbol Federasyonu destekliyordu
“Futbol Federasyonu Maraton’u istemiyor” diyebilirler. Nitekim sayıları az da olsa diyenler oldu. Bizzat Futbol Federasyonu ve yönetim kurulu üyeleri Maraton Digitürk’te bittikten sonra ne duruma geldiler, neler söylediler, herkes biliyor. Futbol Federasyonu, Maraton’un kesinlikle devam etmesinden yanaydı. Hatta şunu söylüyorlardı: “Maraton işimizi kolaylaştırıyor.”
7- Sarvan: İşimiz çok daha zorlaştı
“Hakemler hakkında konuşmalar... Pozisyonların tekrarları... Hakemler rencide oluyor... Hakemler rahatsız...” diyenler ve sebebi bunlarda arayanlar da vardı. Veya öyle söylüyorlardı. Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Oğuz Sarvan ve MHK Başkan Vekili Yüksel Okçuoğlu bizzat telefon açarak, “İnanamadık, şimdi bizim için çok kötü oldu. Hakem camiası olarak en büyük desteği sizden görüyorduk” cümlelerini sarfettiler ve, “Bundan sonra işimiz çok daha zorlaştı” dediler.
8- Türk halkı “Maraton”u seviyor
Seyirciye bakıyor- sunuz,yüzde 100 fanatik olmayan, biraz aklı selim olan seyirci “Maraton” diyor. Çünkü Maraton açık kanalda yayınlanmadı. Biz Şansal’la Digitürk’te yani, şifreli yayında buna başladığımızda çoğu kimse, “Unutulur gidersiniz. Açık kanalda çalışsanız iyi olurdu. Artık bittiniz” dedi. Maraton bitti de gördüğünüz gibi şimdilik ortalığı çok karıştırarak bitti.
9- MHK bizden
şikayetçi değildi
Maç bitiyor, daha soyunma odasına gitmeden futbolcu ve teknik
adam diyor ki: “Bunu akşam Maraton’da yorumlayacaklar, o zaman
göreceksiniz.” Kim bunu söyleyenler; canı yananlar.
Yine ismi bende saklı bir üst düzey FIFA hakemi, bir maçı idare
ederken sarı kart gösteriyor, futbolcu hakeme diyor ki:
“Gösterdiğin kart yanlış, akşam Maraton’da görürsün.”
Peki kim bunu söylüyor, canı yanan futbolcu. MHK de bundan
şikayetçi değil, niye çünkü orada hiçbir çıkarı olmadan, hiçbir
kulübe bağlılığı ya da Futbol Federasyonu’na bağlılığı olmadan,
renklere çıkar sağlamadan oyun kuralı yorumlanıyor. Çünkü geçmişte
de bazı MHK Başkanları dediler ki: “Türkiye’de biz bazı yerlere
ulaşamıyoruz. Oralara Maraton ulaşıyor, Allah razı olsun.”
10- İsim babası Büyüka’dır
Maraton’un isim babası Şansal Büyüka’dır. Onu çocuğu gibi büyüttü. Kolay değil, 14 yaşına geldi, çocuk okusaydı şu anda Lise 1’de idi. Ne yapalım, bu sene de bazı sebeplerden dolayı kaydını dondururuz, o çocuk gene eğitimine bir yerde devam eder.
İhale kaybedilseydi Maraton devam edecekti
- Maraton’u Digitürk’ün dışında bir ‘güç’ün kaldırdığına
inanıyor musun?
Maraton bir güç ise eğer, başka bir güç onu kaldırdı. Perde
arkasında neler var, bilmiyorum. Birisi bana çaktı da kim çaktı,
bilmiyorum!
- Maraton’un bittiğini size kim söyledi?
Bana kimse söylemedi, Vatan Gazetesi’nden öğrendim bunu. Tayfun
Bayındır’ın haberinden öğrendim.
- Ertan Özerdem, Maraton’un kaldırılmasının sebepleri
konusunda net bir şey söyledi mi?
Kendisiyle yaptığımız toplantıda önce bir çay söyledim. Baktım çay
kesmiyor, sonra viskiye döndü. Eğer ihale kaybedilseydi, “Maraton
devam eder miydi” diye sordum. “Devam edecekti” dedi. Sonra
kendisine Ali Yıldırım’ın, “Yıllardır söz
verdiğiniz halde Erman Toroğlu’nun işine niye son vermediniz?”
sözlerini hatırlattım, “Bu konuda bir şey söylemem” dedi. 10 dakika
sonra da, “Eğer bunu yazarsan inkar ederim” dedi. Ben de, “İnkar
edersen, o senin sorunun olur” cevabını verdim. Ertan Özerdem ile
konuşurken, Digitürk Genel Müdür Yardımcısı Kadir Kardaş da
vardı.
- Maraton programı devam edecek mi?
Bilmiyorum. Hayat neler geler gösterir belli olmaz.
- Herhangi bir televizyon kanalından, Maraton’u devam
ettirmeniz için bir teklif aldınız mı?
Şu anda onları konuşmak için çok erken.
- Erman Toroğlu bundan sonra ne yapacak? Sezon sonuna kadar
bekleyecek mi?
Beklemeyecek, Hürriyet’te yazacak.
- Birilerinin sizden intikam aldığını düşünüyor
musunuz?
Bu olayda şahsi intikamlar söz konusuysa bu da benim için önemli
değil. Eğer müesseseler kulüp başkanlarının veya yöneticilerinin
şahsi intikamlara, dolaylı yoldan alet ve teslim oluyorlarsa, pes
derim.