Erman Toroğlu BBC'de program yapabilir mi?

Zaman yazarı Ahmet Çakır'dan Erman Toroğlu üzerine bir dizi yazı: Erman Toroğlu memleket gerçeğidir!

Zaman yazarı Ahmet Çakır'dan Erman Toroğlu üzerine bir dizi yazı: Erman Toroğlu memleket gerçeğidir!

Erman Toroğlu memleket gerçeğidir (1)
 
Memleketi ayağa kaldıran yayın ihalesinin ardından Erman Toroğlu'nun durumuyla ilgili gelişmeler medyada geniş biçimde yer alıyor.

Yaklaşık 15 yıldır devam eden Maraton programında Şansal Büyüka ile birlikte efsane oluşturan Toroğlu'nun artık veda zamanının geldiği yolundaki haberler birbirini izliyor.

Bu çok sürpriz bir gelişme de değil. Sadece Digitürk Genel Müdürü Ertan Özerdem ve Şansal Büyüka'nın ihale sonrasındaki sözleri nedeniyle değil başka nedenlerle de bu bekleniyordu.

Hatta Özerdem, üç yıl önce katıldığı panelde çok açık biçimde Toroğlu'nu istemediğini, yaptığı yorumların ürünün değerini düşürdüğünü söylemişti. Bunun dışındaki bazı rahatsızlıklar nedeniyle de onunla çalışmayı istemediğini gizlememişti.

Toroğlu'nu sevenler kadar nefret edenler de var. Elbette ki ikinci gruptakilerin daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Galiba bu durumu daha iyi ifade eden yine Amerikalıların bulduğu o ilginç laf oluyor: Nefret etmekten hoşlandıklarımız listesinde Toroğlu uzun yıllardır ilk sıralarda yer alıyor.

Toroğlu'nun yaptığı yorumlar ve öteki bizi ilgilendiren etkinlikleriyle ilgili düşüncelerimi daha önce yazdım. Ancak bunlar da çok önemli değildi. Asıl önemlisi Toroğlu'nun bir memleket gerçeği olmasıydı.

Önceki gün Milliyet'te Mehmet Demirkol kardeşimin yazdığı muhteşem yazıda belirtildiği gibi, bu ülkenin futbol dünyasındaki çarpıklıklar Erman Toroğlu'nu bu kadar büyüttü. Sahada penaltı yapan futbolcunun bile bunu açıkça söylemek yerine, "Akşam Erman Ağabey yorumlar" çakallığından medet umduğu bir ülkede Toroğlular her zaman olacaktır.

Gerçekte Toroğlu'nun bu işi iyi yapıp yapamadığının ölçüsü çok açıktır ama o bizim memlekette geçerli değildir. Buna benzer mesleklerde gerçek ölçü evrenselliktir. Yani medyada milyonlarca insana seslenme imkanına sahip kişilerin bunu hak edecek sıkı bir donanıma sahip olmaları gerekir. Örneğin, Toroğlu'nun futbolla ilgili sözlerinin Almanya'da da İngiltere'de de bir anlam ifade etmesi temel koşuldur.

Biraz karışık oldu diyorsanız, şöyle anlatayım: Erman hocanın BBC'de bir program yaptığını düşünebiliyor musunuz? (Evet, burada gülebilirsiniz.)

Sevgili ve acılı ülkemizde tarih boyunca hiçbir fikir hareketi ortaya çıkmış değil. Ayrıca bilime, sanata, kültüre toplum olarak pek kulak astığımız söylenemez.

Bunların yerine bizim toplumda Hacivat-Karagöz geleneği var. Televizyonda spor programı olduğu ileri sürülen maskaralıkların kısa sürede ve kendiliğinden bu formata dönüşmesinin nedeni budur. Toroğlu gibiler de böyle bir toplumsal yapının ürünü olarak yükseliyorlar.

Üstelik kimi zaman o kadar büyütülüyorlar ki onlar da kaçınılmaz olarak kendilerini gerçekten olmadıkları birşeyler sanmaya başlıyor. Böylece çift yönlü komik ve acıklı bir süreç işlemeye başlıyor. Bu da belli bir noktadan sonra karar verici noktadaki insan ları yoruyor.

Efendim, yayında hoş olmayan sözler ediyormuş, ürünün değerini düşürüyormuş, yorumları hakaretamiz boyutlar kazanmışmış... bunların hepsi laf! Sadece durması gereken yeri kestirmekte biraz zorlandı Toroğlu, hepsi o kadar! Neyi kastettiğimi bir başka tv yıldızı Rıdvan Dilmen'e bakarak kolaylıkla anlayabilirsiniz.

Fakat hiç merak etmeyin, daha çok uzun yıllar hükmünü sürdüreceği kesin olan bu düzen yeni Toroğlular üretecektir. Sadece bu Toroğlu'nun miadı dolmuştur.

Ahmet Çakır / ZAMAN