'Erkekler içindeki kadını keşfetsin'
Ali Poyrazoğlu kadına karşı şiddetin önlenmesi için de ilginç bir öneride bulundu: "erkekler içindeki kadını, kadınlar içindeki erkeği keşfetmeli."
BORUSAN ORKESTRASI BENİ SEVDİ
Orkestram benim seviyor, gerçek şef Gürer Aykal beni seviyor. Aykal'ı 40 yıldır tanıyordum ama dostluk etmeye başlayınca muhteşem, hoş, keyifli mübarek bir insan olduğunu gördüm, orada yeni arkadaşlar kazandım. Ben bir işe girerken ona bakarım. Kiminle yeni bir dostluk kurarım, nasıl bir yeni arkadaşım olur diye bakarım.
Yöneticilik bana çok yabancı bir iş değil, 40 yıldır kendi tiyatromu yönetiyorum, daha önce 4 tane eczane yönetiyordum, babamdan bana kalan bir ilaç imparatorluğu vardı, şirketlere koçluk yapıyorum, üniversitelerde ders veriyorum, farklı bakış açılarını bir araya getirip ortak bir ses çıkartmak işi yabancım değil. Ama bu işin doruk noktasıymış. Her bir ses kendi sesini diğerini uydurarak uyumlu biçimde müziği icra etmek durumunda. Bu yaşamdaki uyumun, demokrasinin, dostluğun, aşkın mükemmel tanımı.
APARTMANDAKİLER CARMEN'İ EZBERLEDİ
Ben zaten çalışkanım, Gürer Aykal da devamlı kontrolde, askeriye gibi. Eve gidiyorum, telefon açıyor, çalıştın mı? Yaptın mı? Bugün provadan çıktım, her şey mükemmel, bana çıkarken eve git çalış diyor. Sabah erkenden kalkıp müzikleri koyuyorum, Bütün apartman Carmen'i ezberledi zaten.
ASİ KUŞ, EĞLENCELİ VE ZİHİN AÇAN BİR OYUN
Asi Kuş çok eğlenceli ve zihin açan bir gösteri, iki kere yaptım bitti festivalde dedim. Bunu ikinci gösteriye gelmiş olan Hıncal Uluç'a da söyledim, o da böyle bir şey yaparsan seni öldürürüm, kimden saklıyorsun, seyirciden mi saklıyorsun diye bana kızdı, aklımı çeldi, şimdi oynayacağım, çok heyecan verici, zihin açan bir oyun.
KADINLAR İÇİNDEKİ ERKEĞİ, ERKEKLER İÇİNDEKİ KADINI KEŞFETMELİ
Orada herkes içindeki Carmen'i bulsun bakışı var. Ben bunu şu şekilde anlatabilirsem, her kadın içindeki erkeği keşfetmeye çalışsın, her erkek de içindeki kadını keşfetsin, cinsellik anlamında söylemiyorum, ruhen söylüyorum. Bu onların birbirini ötekileştirmekten, şiddet uygulamaktan kurtarır, çocuklarını baskıyla yetiştirmekten vazgeçirebilir. İçlerindeki öteki kutbu anlayabilirlerse. Çıkış noktası buydu. Kadının erkeğe erkeğin kadına şiddetine. Burada anlamaya çalışmamız gereken, eğitim eksikliği ile karşı karşıyayız. Erkeğin içinden çıkan toplum, erkek egemen toplumun vahşi bakışı bazı bireylerin ağzından ve elinden kadına uzanıyorsa bununla yüzleşmek zorundayız. Eğer bir ülkede kadınların ezildiklerinden bahsediliyorsa o ülkede erkeklerin de haklarını alamadıklarını anlamamız lazım. Demek ki düzende bir tökezleme var. Carmen, opera tarihinde başka bir şey yapıyor. Düzeni yerle bir ediyor. Tütünde, rejide çalışan bir kadını başkahraman yapıyor. Carmen, aşk konusunda erkeklere meydan okuyan bir kadın. Sen beni sevebilirsin bu önemli değil, korkmam önemli olan ben seni seversem o zaman kork diyor ve meydan okuyor.