Ergun Babahan'dan ilk sayfa itirafları
Dinç Bilgin'in açıklamaları medyamızda ilham perilerini harekete geçirdi. Bir itiraf daha var...
Mevzu da gazetelerin siyaset ve TSK konusunda izledikleri rota...
Bakın neler yaşamış;
Şimdi sizinle ilk kez bir anımı paylaşacağım. Yıllar önceydi, Tayyip Erdoğan Refah Partisi il başkanıydı.
Bir bayram günü yönetim kurulu arkadaşlarıyla birlikte Sabah’ı ziyaret etmek istedi. Kimse orada olmak istemediği veya çoğunluk yurtdışına çıktığı için evsahipliği bana düştü.
Tayyip Bey arkadaşlarıyla geldi, kendilerini Zafer Mutlu’nun odasında ağırladım. Tayyip Bey, görüşmenin sonunda faaliyetlerinin Sabah’ta yer bulmamasında şikayet etti, kendisine şöyle cevap verdim:
‘’Siz evinize giren hırsızın eline bıçak verir misiniz? Sizin partiniz bizi doğrudan hedef alıyor. Size destek olmak bizim için intihar gibi bir şey.’’ Büyük olasılıkla o günü hatırlamıyordur. O zaman gerçekten öyle düşünüyor, öyle inanıyordum(...)
Aradan yıllar geçti.
Sabah’a yayın yönetmeni oldum ve artık tek yolun askersiz bir demokrasi olduğuna inanıyordum. 28 Şubat’tan aldığım dersle Genelkurmay’ın yaptığı açıklamaları kesinlikle birinci sayfaya almıyordum.
Tek sütun olarak bile. Sonra bir gün, yanılmıyorsam 2004 Aralık’ıydı, yanılıyorsam Aslı Aydıntaçbaş beni düzeltir çünkü birlikte gittik, zamanın Genelkurmay 2. Başkanı İlker Başbuğ beni kahveye davet etti.
Bir saati aşan hoş beşten sonra Sayın Başbuğ sadede geldi ve bana ‘’Genelkurmay’ın açıklamalarını neden kullanmadığımızı’’ sordu.
Çok kibardı. Ben de ona kullandığımız cevabını verdim.
O, ‘’Hayır birinci sayfadan kullanmıyorsunuz. Bu bilinçli
bir tercih mi?’’ diye sorunca aramızda şu diyalog
geçti:
Ben: Avrupa Birliği’nden yana olduğunuzu
söylüyorsunuz. Öyle misiniz?
Başbuğ: Elbette öyleyiz.
Ben: Biz de öyleyiz. Hem sizin, hem bizim AB
yanlısı olduğumuz bir ortamda, askerin açıklamalarını birinci
sayfadan görmek bana doğru gelmiyor ve o yüzden bilinçli bir tercih
yapıp arka sayfaya atıyorum.
İki konuşmayı da yapan bendim.
Sadece gözümdeki perde inmiş, bir süre işimi kaybetmiş ve gerçekleri daha iyi görür hale gelmiştim.