Ergun Babahan kimin falına baktı?

Faldaki deyimle, üç vakte kadar sahneden çekilecek. Üç ay mı desem, üç yıl mı desem bile yok.

ADNAN BERK OKAN

Sevgili Ergun;
Seni çok iyi anlıyorum...
İstediğin kadar "bu makaleyi aklımla yazdım" desen de önceliğinin "duygularında" olduğunu biliyorum...
Haklısın da...
Çünkü ben de ne zaman bir "Aydın Doğan Yazısı"na niyetlensem, o anda beni o yazı için tahrik eden unsurun, "Aydın Doğan'a karşı duyduğum nefret hissi" olduğunu anlıyorum... 

Ceketini ve milyar dolarlarını aldı, alıyor ve gidiyor 

......... Şimdi sıra ona geldi.
O da gidiyor.
Ceketini hazırlamış bekliyor.
Faldaki deyimle, üç vakte kadar sahneden çekilecek.
Üç ay mı desem, üç yıl mı desem bile yok.
İcra Kurulu Başkanı üç ay dedi çünkü.
Şakası yok gidiyor.
Bu dünya Sultan Süleyman’a bile kalmamış, sözünün bir başka örneği.
Arkada kalanlar düşünsün...
Gelenler aynı kafada giderse yatırdıkları paralarla batarlar.
Ben Fehmi Koru’nun yalancısıyım, bu çevre belli ki adam batırma üstadı, Aydın Doğan dayanamadı, elin Amerikalı ne olduğunu anlayana kadar batar gider vallahi...
Bu da Turkish tavsiye, hem de bedavasından...

Ergun Babahan'ın yazısının



Peki neden nefret ediyorum Aydın Doğan'dan?..
Sebebi çok basit...
Öncelikle bana ve aileme çektirdiği çileler hiç aklımdan çıkmıyor...
Hele Emin Çölaşan, Uğur Dündar ve Tuncay Özkan'ı bana karşı tahrik edişi var ki, son nefesimde bile hatılayacağım...

Senin kurduğun cümlelerin içinde de duygusal değerlerinin ağır bastığından şüphem yok...
Bugünkü makaleni okuyunca bunu daha iyi anladım.
Ancak...
Ben unumu eledim, eleğimi astım be Ergun...
Ben gazeteciliğin de yazarlığın da geçmişiyim...
Ama sen her ikisinin de geleceğisin...
"Aydın Doğan'ın, senin yönettiğin kurumlara ve Türk medya sistemine yaptığı kötülükleri unut" demiyorum, demem de ama...
Türkiye'nin, en çözülmesi gereken sorunlarından biri olmakla birlikte Aydın Doğan kadar acil çözüm bekleyen başka problemleri de var...

Hem unutma Ergun;
Bu siyasetçi ve medya patronu milletinin ne zaman ne yapacakları hiç bellli olmaz...
Bir anda tek silâhı ikisinin ellerinde ortak tutup sana doğru çevirdiklerini görebilirsin...

Biliyorum zor zenaat ama Fatih Altaylı, Yiğit Bulut, Fatih Çekirge ve İsmail Küçükkaya'yı örnek al...
Bırak dünya dönsün...
Hatta bırak yansın Türkiye...
Senin de onlar gibi hasırın bile yanmasın...

Hem bugünkü makalenin bir yerinde "Siyasetin zayıf medyanın güçlü olduğu yıllardı. O koşulları iyi değerlendirdi, araya 28 Şubat girince rüzgarı daha fazla arkasında hissetti" diyen sen değil misin?..
Bugünkü şartları da yeniden kendi lehine çevirmeyeceğini nereden biliyorsun?..
Aydın Doğan bu!..
Şeytan, onun tarafından yaklaşık 30 yıl kadar önce oyuna getirildi ama "Zavallı Şeytan" bile hâlâ bunun farkında değil...
Onu kendine "dost" sanıyor...
Şeytan kim mi?..
Cevabını bildiğin sorunun yanıtını benden bekleme lütfen...

adnanberkokan@gmail.com